Geçmişe baktığımızda, yaşanmışlığın öğrettiği, modernleşmenin kendi kültürünü ve kurumlarını "arzulardan temennilerden değil tecrübelerden çıkarttığıdır.Batıyı bir bütün olarak benimsemeyi öngörenlerin hayatlarını, bu coğrafyaya ait yerlilikten, fikirleri kadar kolay kurtardıkları söylenemez. Zihni fanteziler ile yaşanan arasındaki mesafe arasındaki sayısız siyasi versiyon için de söz konusudur.Bu ülkede yaşanan her kesimin eleştirileri kadar ortak kültürel alan için önerileri de olmalıdır, bunlardan yaygın kabul görenler genelleşerek yeni bir milliliğin zeminini oluşturacaktır. Demokrasinin güçlendiği entelektüel evrenin genişleyip tartışma konularının zenginleştiği, heterojen bir kültürel iklimde ortak yaşamın oluştuğu özgür iletişimin sağlandığı ve geniş kitlelerin iletişimde etkin failler haline geldikleri bir Türkiye bu alandaki sorunlarını daha kolay aşabilecektir.
Yazar Türkiye Cumhuriyetinin uzakdan gelen istilacılar tarafından değil, Osmanlı devleti’nin son yıllarında şekilenen bir kuşak tarafından kurulduğunu ve burdan hareketle Cumhuriyetimizin felsefi temelleini, cumhuriyet döneminin eğitim ve kültür hayatını, aileyi sosyolojik açıdan analiz ediyor. Din ve Milliyetçilik gibi Cumhuriyet tarihinin iki önemli konusuna değiniyor.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
kitap doyurucu içeriğe sahip. bit sürecin muhtevasini içerdiğinden ufuk açıcı denebilir
Yazar Türkiye Cumhuriyetinin uzakdan gelen istilacılar tarafından değil, Osmanlı devleti’nin son yıllarında şekilenen bir kuşak tarafından kurulduğunu ve burdan hareketle Cumhuriyetimizin felsefi temelleini, cumhuriyet döneminin eğitim ve kültür hayatını, aileyi sosyolojik açıdan analiz ediyor. Din ve Milliyetçilik gibi Cumhuriyet tarihinin iki önemli konusuna değiniyor.