Nazım ölmüş, birden dünya paramparça olmuştu. Sanki zamanın kendisi de durmuş gibiydi. İnsanın içinde bir şey, beyin mi, yürek mi, ruh mu, olup bitene karşı çıkıyor, reddediyordu inanmayı. En akıl almaz olanı da geride kalan yalnızlıktı Vera için. Yurdunu, Türkiye'yi görme isteği çılgınca bir tutkuydu Nazım'da. Düşlerinde oraya sayısız yolculuk yapmışlardı birlikte. İstanbul'u, Ankara'yı, Anadolu'yu, tüm ülkeyi dolaşmışlardı. Böylece bu güzel ülke gizemli bir biçimde girmişti Vera'nın yaşamına da, akrabası olmuştu onun. Vera Tulyakova, Ataol Behramoğlu'nun da belirttiği gibi nefis bir dille kaleme aldığı anılarını yayınlarken, aklına sadece tek bir kuşku takılıyordu: Onun bu derece özel, kişisel anıları, o çok güzel, o ışıl ışıl, o tertemiz insanı. Nazım Hikmet'i birazcık olsun yansıtabilecek miydi? Nasılsın Tulyakova, ne alemlerdesin? Saman sarısı saçlar nasılsınız? Ne alemdesiniz mavi kirpikler?
Nazım hikmet’in Sovyetler Birliğinde iken aşık olduğu ve evlendiği dramaturg Vera’nın,şairin ölümünün ardından yazdığı enfes anı kitabı…Hem bir dönemi daha yakından tanımak hem de büyük şairin bilinmeyen yönlerini keşfetmek için mutlaka tavsiye ederim.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Nazım hikmet’in Sovyetler Birliğinde iken aşık olduğu ve evlendiği dramaturg Vera’nın,şairin ölümünün ardından yazdığı enfes anı kitabı…Hem bir dönemi daha yakından tanımak hem de büyük şairin bilinmeyen yönlerini keşfetmek için mutlaka tavsiye ederim.
Nazım ustanın son anlarının izleri
nazım hikmeti bir yabancıdan okusanızda zevkli bir kitap tavsiye ederim