Anne babalarının ölümü üzerine, aileden dışlanmış Philip Dayı, karısı Margaret ve onun iki erkek kardeşi Francie ve Finn’le birlikte Londra’ya giden üç kardeş Melanie, Jonathon ve Victoria’nın önüne gizemli ve gotik bir dünyanın kapıları açılmaktadır. Fakat tüm dünyası sahip olduğu oyuncakçı dükkânı olan, despot Philip Dayı, zengin aileden dışlanmış olmanın acısını bu üç kardeşten çıkarmaya kararlıdır.Buradaki hikâye, on beş yaşındaki Melanie’nin gözüyle anlatılıyor. Hayatını hayaller üzerine kuran romantik bir genç kız olan Melanie, bir geceyarısı karanlık tanrıların cazibesine kapılarak annesinin gelinliğini üzerine geçirir ve bahçeye iner, fakat bu bilinçsiz büyüme çabası için vakit çok erkendir, gelinlik gecesi bir trajediyle sonuçlanır.Ülkemizde daha önce yayımlanmış Kanlı Oda ve Sirk Geceleri adlı kitaplarıyla bilinen, büyülü gerçekçilik türündeki eserleriyle Margaret Atwood, Salman Rüşdi ve Robert Coover gibi pek çok yazarı etkileyen Angela Carter, Büyülü Oyuncakçı Dükkânı’nda peri masallarına yapılan göndermeler ve Freudçu bilinçaltı kavramıyla örülü bir dünya sunuyor önünüze...
Büyülü gerçeklik ve edebiyatta feminizm gibi akımlarda Angela Carter olamazsa olmaz bir yazardır. Bu kitapta bu türlere somut bir örnek, bu türlere iygi duyan kitapseverler beğenecektir.
Belirli bir beklentiyle alınıp okunması gereken bu kitap sıradışı yazar Angela Carter ve onun gotik örümceklerinin ördüğü büyülü bir gerçeklik dünyasını anahtar deliğinden gözetlemenizi sağlıyor bu kitapla..Gotik karakterlere, mekanlara, aslında o kadar da masum olmayan çocuk masallarına göndermeler yaparak algınızda ”belki de” var olan bir odanın anahtarını veriyor ellerinize..Angela Carter okumak; Katie Jane Garside müzikleri dinlemek, İngmar Bergman filmleri izlemek ve hala çocuk masallarından hoşlanmakla aynı dünyayı paylaşan bir deneyimdir bence..Benimseyebilmek gerekir..O odanın sesiyle, duvarlarının rengiyle aynı ahenge ait olmak gerekir..Kısacası Büyülü Gerçekçilik akımı şahanedir; Angela Carter çıplak ayaklı bir kontestir ve Büyülü Oyuncakçı Dükkanı küçük bir genç kızın küçük bir hikayesidir..Başladığınız gibi bitirebileceğiniz hüzünlü-tatlı kısacık bir rüya gibidir..Okunmalıdır..Saygılar!:)
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Büyülü gerçeklik ve edebiyatta feminizm gibi akımlarda Angela Carter olamazsa olmaz bir yazardır. Bu kitapta bu türlere somut bir örnek, bu türlere iygi duyan kitapseverler beğenecektir.
Belirli bir beklentiyle alınıp okunması gereken bu kitap sıradışı yazar Angela Carter ve onun gotik örümceklerinin ördüğü büyülü bir gerçeklik dünyasını anahtar deliğinden gözetlemenizi sağlıyor bu kitapla..Gotik karakterlere, mekanlara, aslında o kadar da masum olmayan çocuk masallarına göndermeler yaparak algınızda ”belki de” var olan bir odanın anahtarını veriyor ellerinize..Angela Carter okumak; Katie Jane Garside müzikleri dinlemek, İngmar Bergman filmleri izlemek ve hala çocuk masallarından hoşlanmakla aynı dünyayı paylaşan bir deneyimdir bence..Benimseyebilmek gerekir..O odanın sesiyle, duvarlarının rengiyle aynı ahenge ait olmak gerekir..Kısacası Büyülü Gerçekçilik akımı şahanedir; Angela Carter çıplak ayaklı bir kontestir ve Büyülü Oyuncakçı Dükkanı küçük bir genç kızın küçük bir hikayesidir..Başladığınız gibi bitirebileceğiniz hüzünlü-tatlı kısacık bir rüya gibidir..Okunmalıdır..Saygılar!:)
daha heycan verici bi roman bekliyordum ama ne yazık ki ara ara sıkıldığım oldu.Konusu ıtıbarıyle daha sürükleyici olmalıydı.