....... Yaşadığım büyük kentin amansız kıskacında ne zaman bunalsam kendimi yeşil kırlara, mavi sulara atarım. Bir göl kıyısında otrup dalarım çoğu kere. O anda bir su yılanı, kıyıdaki bir kurbağayı uzun diliyle çekip gövdesine indirdiğinde öğretmen kaplumbağanın uzun sopasını başına yediğini görürüm."Şşşt, edepsiz seni ! Kaç defa söyledim ben ders verirken avlanmak yok diye!"Sonra, bir meşe ağacının oyuğundaki sincap yuvasından, örümcek maymunun hırsızlık yaptığına iişiverir gözüm. Gülerim, affederim bu sevimli küçük hırsızı... Tam karşımdaki yanyana kurulu tahtalarda oturan ceyhan kralla arslan kralın söyleşilerini dinlerken yüreğim ürkek bir kuş gibi vurur heyecandan.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)