Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasının ardından, Küçük Asya'da etnik ve demografik açıdan homojen bir ulus-devlet kurulması, temel politika olarak benimsenmiş ve bu politika Cumhuriyet dönemi boyunca çeşitli yöntemlerle uygulanagelmiştir. Gayrimüslim azınlıklar Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, ile örneğin Kürtler gibi, Türk olmayan grupların zorunlu asimilasyonu, bu sürecin bir parçası olarak değerlendirilmelidir. Yeni Türk devleti, her ne kadar uluslararası anlaşmalarla Rumlara, Ermenilere ve Yahudilere azınlık statüsü tanımış olsa da asimilasyon politikaları her dönemde ağırlığını korumuştur. Teorik olarak, tüm vatandaşların yasalar önüde aynı hak ve ödevlere sahip olmasına karşın, gündelik hayatta, Türk etnisitesine mensup olmak, devletin kimlik politikasında belirleyici idi...
Dilek Güven’i ben de tebrik ediyorum. Bu kadar yanlı ve tek yönlü bir kitap yazmak hakikaten her akademisyenin harcı değildir. 6-7 Eylül olaylarıyla ilgili bu sitede bulduğum her kitabı aldım ve tasadüfen bu kitaptan başladım, ama malesef bu kitabın ‘taraf’ olan biri tarafından yazıldığını daha arka sayfada farkettim. Akademisyenler tarafsız olmak ZORUNDADIR. Olmayan görevinin gereğini yerine getirmiyordur. Ama günümüzde tarafsız olmak malesef Türkiye Cumhuriyeti’ni mesnetsizce eleştirmek (yanlış mesnet ,mesnet değildir) ve Amerika Avrupa’nın iddia ettiği ‘Türkiye Cumhuriyeti yapay bir ulus devlettir’ savını doğrulamak için akademik çalışma yapma anlamına geliyor. Dilek Güven doktor olmuştur mutlaka. Bu kitap hakkında bu kadar yazı yeter. Bir kaç şey de yazarın teşekkür bölümünde ilk teşekkür ettiği hocası için: Ermenilerden özür diliyoruz kampanyası ile ilgili bir tartışma programını seyrederken, ‘ermenilerden özür dilemeliyiz’i savunan köşede beyaz saçlı bir bey gözüme çarpmıştı. Diğer konuşmacıları tanıyordum ama yabancıya benzeyen bu beyi tanıyamadım. Konuşmaya başlayınca da anadili farklı olup sonradan Türkçe öğrenmiş yabancıların aksanı ve Türkçe konuşurken kelimeleri bulmakta da çok zorlanması üzerine şöyle düşündüğümü hatırlıyorum: Bir yabancının ‘Türkler Ermenilerden özür dilesin mi dilemesin mi’ tartışmasında ne işi var? Ve bu Avrupalı tipli, Türkçe’yi gözle görülür bir efor sarfederek konuşan bey doğal olarak Türkler Ermenilerden özür dilesin’i savunuyordu. Sonra bu Avrupalı beyin adı ekranın altında çıktı:Sabancı Üniversitesi Profesör Fikret Adanır…Bu konuyla ilgili diğer kitaplara yelken açalım. Konu ilginç, çok yönlü incelenmesi gerekiyor. Bu kitabı tavsiye etmiyorum, paranıza yazık çünkü gerçekleri yazarın şahsi düşüncelerinden ayırt etmek zor olabilir.
Dilek Güven’i araştırmaları ve bukitabından ötürü kutluyorum. Eğer Türkiye’nin günümüzde de süregelen kimlik arayışlarını sorgulamak, “azınlık” tabir edilerek ötekileştirilmek istenen, bu toprakların havasında, suyunda, kültüründe, ticaretinde, sanatında, insan ilişkilerinde harcı olan tüm etnik yapılara objektif bakmak, tarihsel gerçeklere ulaşmak istiyorsanız mutlaka bu kitabı okumalısınız.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Taraflı da olsa yakın tarih açısından okunması gereken bir kitap.
Dilek Güven’i ben de tebrik ediyorum. Bu kadar yanlı ve tek yönlü bir kitap yazmak hakikaten her akademisyenin harcı değildir. 6-7 Eylül olaylarıyla ilgili bu sitede bulduğum her kitabı aldım ve tasadüfen bu kitaptan başladım, ama malesef bu kitabın ‘taraf’ olan biri tarafından yazıldığını daha arka sayfada farkettim. Akademisyenler tarafsız olmak ZORUNDADIR. Olmayan görevinin gereğini yerine getirmiyordur. Ama günümüzde tarafsız olmak malesef Türkiye Cumhuriyeti’ni mesnetsizce eleştirmek (yanlış mesnet ,mesnet değildir) ve Amerika Avrupa’nın iddia ettiği ‘Türkiye Cumhuriyeti yapay bir ulus devlettir’ savını doğrulamak için akademik çalışma yapma anlamına geliyor. Dilek Güven doktor olmuştur mutlaka. Bu kitap hakkında bu kadar yazı yeter. Bir kaç şey de yazarın teşekkür bölümünde ilk teşekkür ettiği hocası için: Ermenilerden özür diliyoruz kampanyası ile ilgili bir tartışma programını seyrederken, ‘ermenilerden özür dilemeliyiz’i savunan köşede beyaz saçlı bir bey gözüme çarpmıştı. Diğer konuşmacıları tanıyordum ama yabancıya benzeyen bu beyi tanıyamadım. Konuşmaya başlayınca da anadili farklı olup sonradan Türkçe öğrenmiş yabancıların aksanı ve Türkçe konuşurken kelimeleri bulmakta da çok zorlanması üzerine şöyle düşündüğümü hatırlıyorum: Bir yabancının ‘Türkler Ermenilerden özür dilesin mi dilemesin mi’ tartışmasında ne işi var? Ve bu Avrupalı tipli, Türkçe’yi gözle görülür bir efor sarfederek konuşan bey doğal olarak Türkler Ermenilerden özür dilesin’i savunuyordu. Sonra bu Avrupalı beyin adı ekranın altında çıktı:Sabancı Üniversitesi Profesör Fikret Adanır…Bu konuyla ilgili diğer kitaplara yelken açalım. Konu ilginç, çok yönlü incelenmesi gerekiyor. Bu kitabı tavsiye etmiyorum, paranıza yazık çünkü gerçekleri yazarın şahsi düşüncelerinden ayırt etmek zor olabilir.
Dilek Güven’i araştırmaları ve bukitabından ötürü kutluyorum. Eğer Türkiye’nin günümüzde de süregelen kimlik arayışlarını sorgulamak, “azınlık” tabir edilerek ötekileştirilmek istenen, bu toprakların havasında, suyunda, kültüründe, ticaretinde, sanatında, insan ilişkilerinde harcı olan tüm etnik yapılara objektif bakmak, tarihsel gerçeklere ulaşmak istiyorsanız mutlaka bu kitabı okumalısınız.