Aralık 1999 Helsinki Zirvesi'nde verilen adaylık statüsü, Türkiye'yi hızlı bir değişim sürecine sokmuş, 17 Aralık 2004 Brüksel Zirvesi'nde alınan 3 Ekim 200%'te müzakerelerin başlatılması kararı ise, değişim sürecini daha da hızlandırmıştır. Değişim sürecinden anlaşılan, Türkiye'nin çağa ayak uydurması, her alandaki eksikliklerini gidermesi, insanımıza daha iyi yaşam koşulları, daha iyi bir gelecek, refah ve mutluluk sağlanması ise, kimsenin buna itiraz etmesi beklenemez. Ama, değişim adına, Avrupa Birliği'nin, bazı Türkiye'ye özel kriterleri öne sürülerek, ülkenin geleceğini ipotek altına alacak, ulusal çıkarlarımızdan ödün verecek, üniter devlet yapısında tahribatlar yapacak, toplumda bölünmelere ve ayrılıklara yol açacak gelişmelere göz yumulmasını, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının büyük bir bölümü kabul etmez.
bu kitap ülkemizin AB serüvenini ve hangi gerçeklerle yüz yüze kaldığımızı ve hangi soçlarla karşılaşacağımızı açık bir şekilde ortaya koyuyor. her aklı selim vatandaşımızın okuması gereken bir kitap. içeriğindeki Avrupalı politikacıların konuşmaları bize nasıl ve hangi amaçla baktıklarını yeterince gözler önüne seriyor. bol okumalar dileğiyle
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
bu kitap ülkemizin AB serüvenini ve hangi gerçeklerle yüz yüze kaldığımızı ve hangi soçlarla karşılaşacağımızı açık bir şekilde ortaya koyuyor. her aklı selim vatandaşımızın okuması gereken bir kitap. içeriğindeki Avrupalı politikacıların konuşmaları bize nasıl ve hangi amaçla baktıklarını yeterince gözler önüne seriyor. bol okumalar dileğiyle