Ankara Mahpusu, Fransızca yayımlanan ilk Türk romanı olma özelliğini taşıyor. Yazarın kendisi tarafından Fransızca'ya çevrilen roman, Türkçe baskısından 11 yıl önce 1957 yılında Fransa'da yayımlandı. O dönemde bazı dergi ve gazetelerde roman hakkında birçok eleştiri çıktı."Romanda Gorki'nin etkisi görülüyor. Çünkü kitap aynı sadelikle yazılmış. Ankara Mahpusu, Türkçe'den Fransızca'ya çevrilmiş ilk Türk romanıdır. En ilgi çekici nokta da yazarın kendi eserini kendisinin tercüme etmiş olmasıdır. Bu çeviri, övgüye değer bir Fransızca bilgisinin de belgesidir."-Le Monde-
Yazar Suat Derviş ‘in “Ankara Mahpusu”, konusu, biçimsel sadeliği ile değerli eserlerden. Eseri okurken Vasfi’nin hataları ve hataları ile yüzleşmesine ve Vasfi’nin uçurumlarda gezinirken uçurumun kenarında; Ankara’da yaşama tekrar sarılışına tanıklık edeceksiniz.
Eseri okurken Vasfi’nin hataları ve hataları ile yüzleşmesine ve Vasfi’nin uçurumlarda gezinirken uçurumun kenarında; Ankara’da yaşama tekrar sarılışına tanıklık edeceksiniz.Yok oluş ve umut… Siz Vasfi yerinde olsaydınız ne yapardınız?
“Vasfi on iki yıllık cezasını doldurarak ögürlüğe kavuşur ama sevinçli değildir. Uzun yılların verdiği alışkanlıkları birden atması güçtür. Şaşkın ve yalnız, şehirde dolaşır. Ankara’nın merkezine doğru ilerler. Yüreği burkularak geçmişini düşünür…”Bundan sonrasını kitaptan okumanızı öneririm. Akıcı bir anlatımı var. Sıkılmadan okuyabilirsiniz.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Yazar Suat Derviş ‘in “Ankara Mahpusu”, konusu, biçimsel sadeliği ile değerli eserlerden. Eseri okurken Vasfi’nin hataları ve hataları ile yüzleşmesine ve Vasfi’nin uçurumlarda gezinirken uçurumun kenarında; Ankara’da yaşama tekrar sarılışına tanıklık edeceksiniz.
Eseri okurken Vasfi’nin hataları ve hataları ile yüzleşmesine ve Vasfi’nin uçurumlarda gezinirken uçurumun kenarında; Ankara’da yaşama tekrar sarılışına tanıklık edeceksiniz.Yok oluş ve umut… Siz Vasfi yerinde olsaydınız ne yapardınız?
Suat Derviş’in üslubu duru ve takdire şayan bir sadelikte ve vakarda .
“Vasfi on iki yıllık cezasını doldurarak ögürlüğe kavuşur ama sevinçli değildir. Uzun yılların verdiği alışkanlıkları birden atması güçtür. Şaşkın ve yalnız, şehirde dolaşır. Ankara’nın merkezine doğru ilerler. Yüreği burkularak geçmişini düşünür…”Bundan sonrasını kitaptan okumanızı öneririm. Akıcı bir anlatımı var. Sıkılmadan okuyabilirsiniz.