Baktıkları şey sarımtırak, benekli deriyle kaplı gibi görünen, ampule benzer bir nesneydi. İçinden yirmi kadar kalın et borusu çıkıyordu. Her borunun ucunda bir başka ampül büyümekteydi. Bu da ne böyle? diye sordu Jimmy. Bunlar tavuk dedi Flurya. Tavuk organları. Ama bu yalnızca ciğer. But uzmanları da var. Normalden on iki kat hızlı but üretebiliyorlar. Ama kafaları yok dedi Jimmy. Meseleyi kavrayabilmişti (ne de olsa çocukluğu sus multiorganifer'lerle geçmişti) ama buradakiler işi biraz abartmışlardı doğrusu. Çocukluğundaki domuzonların en azından kafaları vardı. Şu ortadaki kafası dedi kadın. Tepesinde bir ağız var. Besinler oradan içeri atılıyor. Gözleri ve gagası yok, çünkü böyle şeylere ihtiyacı yok. Çok korkunç dedi Jimmy. Bir kabustaydı sanki. Karşısında canlı, borulu bir protein makinesi duruyordu. Deniz anemonu planını hatırla dedi Flurya. Kendini daha iyi hissedeceksin. Peki ama bu yaratık neler düşünüyor? dedi Jimmy. Kadın yine ağaçkakan gibi güldü. Sonra sindirim, asimilasyon ve büyümeyle ilgisi olmayan bütün beyin fonksiyonlarını iptal ettiklerini açıkladı. Tavukla kancalı kurt arası bir yaratık diyebilir dedi Flurya. Büyüme hormonları eklemeye gerek yok dedi kadın. Hormon üretimi normalden fazla zaten. Tavuk göğsü iki haftada yetişiyor. Bilinen en başarılı hızlı tavuk yetiştirme çiftliği operasyonundan üç hafta daha hızlıyız. Hayvan hakları savunucuları da ağızlarını açamaz, çünkü bu yaratık acı hissetmiyor. "Atwood'un ayrontılı yarattığı ilk erkek kahramanı, gelecekte ölümcül bir virüsün insanlığı neredeyse yok ettiği bir dünyada ve ağaçta yaşar...Genleri değiştirilmiş bitki ve hayvanların giderek çoğaldığı günümüzde, böyle bir geleceğin hepimizi beklediğini, romanı okuyacak herkes ürpererek hissedecek."
margaret atwood kitaplarının türkçe çevirisi pek yapılmıyor ne yazık kı. bu kitabı da oğlak yayınları güzel bir çeviriyle sunmuş. çok güzel ve sürükleyici bi romandı. ikincisini okumayı sabırsızlıkla bekliyorum.
Gelişen teknoloji ile özellikle genetiğiyle oynanmış ve insanların işine yarayacak hale getirilmiş bitkiler, hayvanlar ve son olarak da insanlardan kurulu bir gelecek. Bu gelecekte sanata yer yok ve insanlar sitelerde yaşıyor, çünkü şehirlerde yaşam çok tehlikeli. Kitabı okuyunca insanların günümüzün yaşam biçiminden pek çok tanıdık öğeler bulabileceğini düşünüyorum. Mutlaka okunmasını tavsiye ederim. Gerçekten çok düşündürücü ve tedirgin edici bir kitap.
Post apokaliptik senaryolardan bir diğeri. Bu kez kıyametin genetik yapılarıyla oynanmış biyoformlar aracılığıyla geleceği öngörülmüş. Kıyametten kurtulan kahramanımız acaba hayatta kalabilecek midir? Yer yer düşündüren, hüzünlendiren ve dünyanın güzelliğini mahvettiğimizi bize anlatan bir roman. İnternetin bugünkü mecraları çok gerçekçi biçimde aktarılmış.Attwood’la tanışmak için okunabilir.
Geleceğe umutlu bakanlara rastlamaz olduk, haksızlar demek güç. Teknolojide ve bilimde yaşanan gelişmeler insanın yararı için mi, yoksa daha fazla kâr sağlamak için mi? Bilgi dolaşımının ışık hızına ulaştığı çağımızın ötesi, “her şey insanlar için”se neden hep böyle karanlık görünüyor? Margaret Atwood da günümüzden çok da uzak olmayan bir geleceğe biraz karamsar bakıyor. Yine de ortaya, okunması gereken, çok hoş bir kitap çıkmış.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
margaret atwood kitaplarının türkçe çevirisi pek yapılmıyor ne yazık kı. bu kitabı da oğlak yayınları güzel bir çeviriyle sunmuş. çok güzel ve sürükleyici bi romandı. ikincisini okumayı sabırsızlıkla bekliyorum.
Gelişen teknoloji ile özellikle genetiğiyle oynanmış ve insanların işine yarayacak hale getirilmiş bitkiler, hayvanlar ve son olarak da insanlardan kurulu bir gelecek. Bu gelecekte sanata yer yok ve insanlar sitelerde yaşıyor, çünkü şehirlerde yaşam çok tehlikeli. Kitabı okuyunca insanların günümüzün yaşam biçiminden pek çok tanıdık öğeler bulabileceğini düşünüyorum. Mutlaka okunmasını tavsiye ederim. Gerçekten çok düşündürücü ve tedirgin edici bir kitap.
Gerçekten enteresan bir konu. Farklı bir post apokaliptik dünya.
Post apokaliptik senaryolardan bir diğeri. Bu kez kıyametin genetik yapılarıyla oynanmış biyoformlar aracılığıyla geleceği öngörülmüş. Kıyametten kurtulan kahramanımız acaba hayatta kalabilecek midir? Yer yer düşündüren, hüzünlendiren ve dünyanın güzelliğini mahvettiğimizi bize anlatan bir roman. İnternetin bugünkü mecraları çok gerçekçi biçimde aktarılmış.Attwood’la tanışmak için okunabilir.
Geleceğe umutlu bakanlara rastlamaz olduk, haksızlar demek güç. Teknolojide ve bilimde yaşanan gelişmeler insanın yararı için mi, yoksa daha fazla kâr sağlamak için mi? Bilgi dolaşımının ışık hızına ulaştığı çağımızın ötesi, “her şey insanlar için”se neden hep böyle karanlık görünüyor? Margaret Atwood da günümüzden çok da uzak olmayan bir geleceğe biraz karamsar bakıyor. Yine de ortaya, okunması gereken, çok hoş bir kitap çıkmış.