Modern Arap tarihinin ve düşüncesinin önde gelen uzmanı Houraniden bir kaynak eser. Arap halklarının çağlar boyu hikayesi üzerinden Ortadoğu tarihi. Yalnızca Fırat-Dicle'nin güneyini değil Kuzey Afrika'yı da kapsayarak, yalnızca Emevi halifelerini değil Bağdat'ın şehir tarihini de anlatarak yalnızca din savaşlarına değil sınıf oluşumlarına da yer ayırarak, yalnızca Nasır'ın konuşmalarına değil Ümmü Gülsümün şarkılarına da kulak vererek.
Arapların tarihinin İslamiyet öncesinden 1990’lı yıllara kadar siyasi, ekonomik, kültürel, fikri, edebi açıdan ele alan çok boyutlu ve kıymetli bir eserdir. Konunun genellikle ele alındığı üzere siyasal açıdan zaferler ve yenilgilerle sınırlamayıp bir ölçüde Arapların yaşadığı hayatın tarihini anlatan ve bu şekliyle tarihe daha gerçekçi yaklaşan bir eser olup konular nesnel bir tarzda ele alınmıştır. Tercümesi genel anlamda iyi olmakla birlikte özellikle dinî terimlerin kullanıldığı yerlerde önemli tercüme hataları bulunmaktadır. Örneğin şehadetin ilk kısmı “Allah’tan başka Allah yoktur.” şeklinde verilmiştir. (s.186) Dinî terimler olan rüku ve secde yerine “eğilme, diz çökme, yere kapanma” ifadelerinin kullanılması bu konudaki sorunlu durumu sanırım gözler önüne sermektedir. (s.186) Ayrıca basit de olsa yer yer görülen yazım yanlışları yayıncılıkta önde gelen bir yayınevine yakışmamaktadır. Eserin özellikle Orta Doğu çalışmaları ile ilgilenenler için çok faydalı olacağı kanaatindeyim.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Bernard Lewis’in tarihte Araplar kitabını da okuyan biri olarak söyleyebilirim ki Lewis hocan kitabı daha besleyici
Alanın değerli kaynaklarından.
İyi bir kitap olmasına karşın bana biraz ağır geldi. İlgili olanlar için iyi bir kitap.
tavsiye üzerine aldım ve tavsiye ederim
Arapların tarihinin İslamiyet öncesinden 1990’lı yıllara kadar siyasi, ekonomik, kültürel, fikri, edebi açıdan ele alan çok boyutlu ve kıymetli bir eserdir. Konunun genellikle ele alındığı üzere siyasal açıdan zaferler ve yenilgilerle sınırlamayıp bir ölçüde Arapların yaşadığı hayatın tarihini anlatan ve bu şekliyle tarihe daha gerçekçi yaklaşan bir eser olup konular nesnel bir tarzda ele alınmıştır. Tercümesi genel anlamda iyi olmakla birlikte özellikle dinî terimlerin kullanıldığı yerlerde önemli tercüme hataları bulunmaktadır. Örneğin şehadetin ilk kısmı “Allah’tan başka Allah yoktur.” şeklinde verilmiştir. (s.186) Dinî terimler olan rüku ve secde yerine “eğilme, diz çökme, yere kapanma” ifadelerinin kullanılması bu konudaki sorunlu durumu sanırım gözler önüne sermektedir. (s.186) Ayrıca basit de olsa yer yer görülen yazım yanlışları yayıncılıkta önde gelen bir yayınevine yakışmamaktadır. Eserin özellikle Orta Doğu çalışmaları ile ilgilenenler için çok faydalı olacağı kanaatindeyim.