Yazdan yaptığımız yufka ekmeklerden bir bohça sulayıp katladık, bir bidon çökelek, her bahar evin önündeki ektiğimiz bahçeden; uzun, ısırınca suyu yüzümüze sıçrayan domateslerden, kıl biberlerden, enine büyük salatalıklarımızdan, ekşi olmasına rağmen yemeye devam ettiğimiz mor eriklerden, ince yeşil soğan ve sarımsaklardan topladık. Sisli, bulanık soluğumuzu toparlayamadığımız bir günde Erzurum'daki, köydeki evimizin mahsullerine son kez dokunduğumu nereden bilirdim ki? Her şeyimizi bıraktık, devasa çatal kapıyı çektik, çayı geçince arkama döndüm, Boyaman'ın Konağı, kerpiçten evimize son kez baktım, yabancıymışım gibi. Damda ineğin buzağı doğurduğunu, holluktan yumurta toplayışımı, beni kovalayan horozlarımızı, badılarımızı, tandırda edicilerin ekmek yapışını, yediğimiz katmerleri, ıspanaklı salatalı bazlamaları, olukta pekmez yapışımızı, yaz akşamları balkonda otururken üşüyünce anamın bize hamur çorbası yapmasını, tuzlu yeşil nohutları mideye indirişimizi, kardeşlerimle sedirde ayuç başuç yattığımı, avlunun ortasına ateş yakıp tezeklerle otlayıp hedik kaynatışımızı, köpeğimiz Galip'i, çatıdaki kiremitin üzerindeki pazen sofra bezinin üstündeki kurumaya çalışan kayısılarımızı anımsadım.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)