Aşkın hükümranlığından uzak kalanlara sesleniş!Aşk... Hareketsiz sükûn, sükûnetsiz hareket. Aşk... Kelimelere sığmayan bereket. Aşk... Dibi görünmeyen bir derya.Yusuf’un güzelliğine tutulan Züleyha. Kimi zaman Ferhad, kimi zaman Şirin, kimi zaman da Mecnun ile Leylâ... Ne uzunluk ne derinlik, ne de genişlik. Noktanın sonsuzluğu bu!Noktanın sonsuzluğu kadar aşk, aşk’ın sonsuzluğu kadar nokta. Her şey bir noktadan sudur eder, her şey bir noktada sükun bulur. Varını-yoğunu aşk’a verdiren bir yoksulluk macerası bu!Aşk’ın hükmüne râm olan, aşk süvarilerinin yolculuğu bu! "Aşk’ın hükümranlığı" ile aşk’ın kılavuzluğunda...
“Yazarın ilk yazılı eseri olan “Aşk Kağıda Yazılınca” adlı kitabından sonra bu kitabın daha kaliteli olduğunu söyleyebilirm. Buna karşın bazı eksikliklerini şöyle sıralayabilirim:1) Kitap, akademik bir kitap gibi yazılmaya çalışılmış. Yani kimi yazılarını ara başlık olmadan tamamlamış, kimi yazılarını ise ara başlık koyarak yazmış. Hem başlıklardan hem de içindeki bazı ifadelerden kendinizi akademik bir kitap okuyorsunuz hissine kapılıyorsunuz.2) Mustafa Demirci””yi dinleyen ve bu kitabını okuyacak çapta bir kişiye; “tarumar, nihai, temaşa, cezbetmek, menkıbe, devasa” gibi kelimelerin sözlükanlamlarını vermek tuhaf geldi. Kaç kere acaba farklı bir anlamda mı kullanılmış olduğuna baktım. Hayır, herkesin bildiği anlamda kullanmış. Ancak sayfa 24””de “gûl” kelimesinin anlamını (şeytan, hortlak) vermesi yerinde bir açıklama olmuş. Hz.Mevlana””ya diğer kitabına nazaran daha az yer vermiş. Ama yine de kitabından en çok alıntı yaptığı kişidir. (Hz.Mevlana””ya karşı olduğum düşünülmesin.) Aslında kitabda pek yer almayan tasavvuf büyüklerinin konuyla ilgili sözlerine yer verilip çeşitlilik sağlanabilirdi.Nihai olarak, içindeki güzel hikayeler elbette yüreğinizde çeşitli titreşimlere yol açacaktır.”
mükemmel bir anlatım,mükemmel ifadeler.İnsanın manevi duygularının harakete geçmesini sağlayan,gerek dili ile gerekse tarzı ile mutlaka okunması gereken bir eser olarak düşünüyorum.Tavsiye ederim.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
“Yazarın ilk yazılı eseri olan “Aşk Kağıda Yazılınca” adlı kitabından sonra bu kitabın daha kaliteli olduğunu söyleyebilirm. Buna karşın bazı eksikliklerini şöyle sıralayabilirim:1) Kitap, akademik bir kitap gibi yazılmaya çalışılmış. Yani kimi yazılarını ara başlık olmadan tamamlamış, kimi yazılarını ise ara başlık koyarak yazmış. Hem başlıklardan hem de içindeki bazı ifadelerden kendinizi akademik bir kitap okuyorsunuz hissine kapılıyorsunuz.2) Mustafa Demirci””yi dinleyen ve bu kitabını okuyacak çapta bir kişiye; “tarumar, nihai, temaşa, cezbetmek, menkıbe, devasa” gibi kelimelerin sözlükanlamlarını vermek tuhaf geldi. Kaç kere acaba farklı bir anlamda mı kullanılmış olduğuna baktım. Hayır, herkesin bildiği anlamda kullanmış. Ancak sayfa 24””de “gûl” kelimesinin anlamını (şeytan, hortlak) vermesi yerinde bir açıklama olmuş. Hz.Mevlana””ya diğer kitabına nazaran daha az yer vermiş. Ama yine de kitabından en çok alıntı yaptığı kişidir. (Hz.Mevlana””ya karşı olduğum düşünülmesin.) Aslında kitabda pek yer almayan tasavvuf büyüklerinin konuyla ilgili sözlerine yer verilip çeşitlilik sağlanabilirdi.Nihai olarak, içindeki güzel hikayeler elbette yüreğinizde çeşitli titreşimlere yol açacaktır.”
mükemmel bir anlatım,mükemmel ifadeler.İnsanın manevi duygularının harakete geçmesini sağlayan,gerek dili ile gerekse tarzı ile mutlaka okunması gereken bir eser olarak düşünüyorum.Tavsiye ederim.