Kavramları özleri ile ve herkesin benzer biçimde anlayacağı açıklıkla tanımlanması, bilimi geçerli kılan yöntem ilkelerinin başta gelenidir. Laik toplum düzeninin uygar, yani özgür, gelişkin ve bağımsız bir ulusal toplum olmanın zorunlu koşulu olduğunu anlayabilmek de, laiklik kavramının böyle açık bir biçimde tanımlanmasına bağlıdır. Bu bakımdan laiklik için sık sık verildiğini gördüğümüz 'dinle devlet işlerinin ayrılması' tanımı ne kadar yüzeysel, belirsiz ve dolayısıyla yetersiz ise, yalnızca 'din ve inanç özgürlüğüdür' tanımı da o kadar yanıltıcı olmaya yatkın bir tanımdır. Çünkü lik düzenin gerçek anlamı, yalnız din ve tapınma özgürlüğü olmayıp, her din ve her mezhepten insanların, ayrıca herhangi bir dinsel inanca gerek görmeyenlerin de eşit ölçüde özgür olmaları demektir.
Özer Ozankaya, Türkiye’de Laiklik kitabında ne daha önce söylenmiş olanların tekrarından öteye gidebiliyor ne de farklı düşünenlerin de haklı olabileceğini kabul ediyor. Gerçekleri korku kültürüyle beslemeye çalıştığı için toplumdaki farklılıkların neredeyse tümünü devletin bekaasına tehdit olarak algılamakta ısrar ettiğinden savunduğu değerlere daha fazla zarar veriyor. Yine de Türkiye’de bürokratik ideolojinin ne olduğunu görmek isteyenlere ışık tutabilecek bir kitap.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Özer Ozankaya, Türkiye’de Laiklik kitabında ne daha önce söylenmiş olanların tekrarından öteye gidebiliyor ne de farklı düşünenlerin de haklı olabileceğini kabul ediyor. Gerçekleri korku kültürüyle beslemeye çalıştığı için toplumdaki farklılıkların neredeyse tümünü devletin bekaasına tehdit olarak algılamakta ısrar ettiğinden savunduğu değerlere daha fazla zarar veriyor. Yine de Türkiye’de bürokratik ideolojinin ne olduğunu görmek isteyenlere ışık tutabilecek bir kitap.