Dört yıl süren bir savaş nasıl hatırlanır? Bunun tek bir yolu yordamı olmasa gerek. Ancak Türkiye’de özellikle Birinci Dünya Savaşı’nın hatırlanmasıyla ilgili çok çetrefil ve girift bir durum var. Türkiye halen bu savaşın Çanakkale gibi bazı bölümleriyle yatıp kalkarken, Falih Rıfkı Atay’ın önce Ateş ve Güneş, sonra Zeytindağı’nda anlattığı Suriye Cephesi, sondaki bozgunun etkisiyle olsa gerek adeta yok sayılır. Atay, bu iki kitapta, aynı malzemenin iki ayrı dönemde nasıl farklı hatırlanacağını bize gösterir. Cüneyt Tandoğan’ın Zeytindağı’nın farklı yıllardaki basımları üzerinden yürüttüğü eleştirel karşılaştırma ise, hafıza ve hatırlamanın her yeni dönemde yeniden konumlandırılması gerektiğini iyice anlamamızı sağlar. Tandoğan’ın ortaya çıkardığı bu ilginç yayın, Atay’ın eserlerini sadece tarihe tanıklık açısından değil, hatırlama ve hatırlananı yazmanın metinsel değeri üzerinden de yeniden düşünmemizi sağlayacak.Yard. Doç. Dr. Erol KöroğluBoğaziçi Üniversitesi
Döneme tanıklık eden ve bizzat olayların içerisinde yer alan yazarın farklı açılardan konuları değerlendirmesi dikkate değer. Zaten, kitabın özellikle “Zeytindağı” kısmı, bahsi geçen dönemin anlaşılması için okunması tavsiye edilen en kıymetli eserlerden birisi.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Döneme tanıklık eden ve bizzat olayların içerisinde yer alan yazarın farklı açılardan konuları değerlendirmesi dikkate değer. Zaten, kitabın özellikle “Zeytindağı” kısmı, bahsi geçen dönemin anlaşılması için okunması tavsiye edilen en kıymetli eserlerden birisi.
Falih Rıfkı Atay’ın Çankaya’dan sonra okunması gereken en önemli kitaplarından biri.
Zaman zaman uç noktalar vardı ama dönemi, coğrafyayı ve duyguları çok güzel yansıtmış. Müthiş tespitler var. Altını çizerek okudum
Atatürk dönemine ışık tutan önemli eserlerden biri.
Eski kelime cok fazla.günümüz Türkcesine uyarlansa daha kolay anlasilir olabilir