Avrupa Birliği Türkiye Müzakere Sürecinde Sosyal Politika ve İstihdam
Tanıtım Bülteni
Bu kitap, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım müzakerelerinde, usul ve esasları belirleyen “Müzakere Çerçeve Belgesi” kapsamında 19. fasıl: “Sosyal Politika ve İstihdam” konusunu, en son AB müktesebatını ve politikalarını inceleyen ilk 6 bölümde ve Türkiye’nin uyumuna ayrılmış izleyen 6 bölümden oluşan,12 bölüm halinde incelemektedir. İstihdamın artırılması, çalışma ve yaşama koşullarının iyileştirilmesi, uygun seviyelerde sosyal koruma sistemlerinin oluşturulması, sosyal ortaklarla diyalog tesis edilmesi, sürdürülebilir bir istihdam yapısı için insan kaynaklarının geliştirilmesi, sosyal dışlanma ve yoksullukla mücadele edilmesi, kadın ve erkekler için eşit fırsatlar sağlanması faslın kapsamını oluşturmaktadır. Dolayısıyla, Türkiye’nin AB ile yürüttüğü müzakerelerde en sorunlu olacak alan ile karşılaştığımız anlaşılmaktadır. 19. Faslın müzakerelere açılabilmesi için,19 Ocak 2007 tarihinde Almanya dönem başkanlığı sırasında iki adet açılış kriteri bildirilmiştir. Bunlardan ilki, sendikal hakların AB standartları ve ilgili ILO sözleşmeleri ile uyumlu olmasının sağlanmasıdır. Müzakerelerle ilgili ikinci açılış kriteri ise, tüm işgücünün yararı için, bu faslın kapsamındaki alanlarda yer alan AB müktesebatının aşamalı olarak iç hukuka aktarılması, uygulanması ve yürütülmesini içeren bir eylem planının AB Komisyonu’na sunulmasıdır. Birinci açılış kriterine konu olan, sendikal haklarla ilgili ülkemizde yeni yasalar çıkartılmış olmakla birlikte, bazı konularda uyum için çalışmalar devam etmektedir. İkinci kriter kapsamındaki eylem planı ise hazırlanmış olup, Nisan 2010’da Avrupa Komisyonu’na iletilmiştir. Ancak, 19. fasıl henüz müzakerelere açılmamıştır. Öte yandan, vize serbestisi diyaloğu ve sığınmacı krizinde karşılaştığımız zorluklar başta olmak üzere, vatandaşlarımız arasında, Türkiye’nin hiçbir zaman AB üyesi olamayacağını düşünenlerin oranının 2015 yılındaki düzeyi olan .6’dan 2016 yılında .7’ye yükselmiş olması da AB-Türkiye ilişkilerinde yaşanan son dönemdeki gerilemenin bir göstergesidir. Avrupa Parlamentosu’nun 2016 yılı sonunda yaptığı Türkiye ile müzakerelerin durdurulması kararı, inişli çıkışlı bir seyir izleyen AB-Türkiye ilişkilerinde 1980 askeri müdahalesi sonrasında ilişkilerin durdurulması örneğinde olduğu gibi yeni bir “askıya alma” kararı ile sonuçlanacak olsa bile, bunun uzun sürmeyeceği anlaşılmaktadır. Çünkü, Türkiye bir Avrupa ülkesi olarak AB’deki gelişmelerden uzak kalamayacaktır. Elbette, uluslararası ilişkilerinde bağımsız bir ülke olarak başka alternatifleri de değerlendirebilecektir.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)