Türkiye'de jinekolojinin öncülerinden Prof. Dr. Aykut Kazancıgil, binlerce kadın tanıdı bugüne kadar...En azından Kadınların erkekleri değiştirmeye çalıştıklarını biliyorum, diyecek kadar. Taksim'de Kazancı Yokuşu'ndaki konaklarında 1930'da başlayan yaşamı Paris'e, Almanya'ya uzandı. II. Dünya Savaşı sonrasında Paris Tıp Fakültesi'nde jinekoloji eğitimi aldı. Türkiye'ye döndüğünde ilk işi jinekoloji konusunda yayımlanmış ne kadar kitap varsa araştırmak ve bibliyografyasını çıkarmak oldu. Bugüne kadar Fransızca'dan Türkçe'ye çevrilmiş 14 bin kadar yazılı eserin kaydını durmadan, vazgeçmeden tuttu. Öğrenme aşkını mesleğiyle sınırlı tutmadı hiç. Çeşitli yayınevlerine yayın danışmanlığı yaparak felsefe ve tarih kitaplarının yayınlanmasına aracılık etti. Altay Türklerinde Ölüm, Çin Simgeleri Sözlüğü gibi çeviriler dahil, 82 kitaba, 321 yayına imzasını attı...
Mesleğinin duayeni olan Prof.Dr.Aykut Kazancıgil’in anılarını,deneyimlerini birinci ağızdan okumak oldukça keyif verici.Nehir söyleşilerden hoşlananlar için çok güzel,su gibi okunan bir eser…
İş Bankası Kültür Yayınları’nın başlattığı Nehir Söyleşi dizisi kronolojik bir izlekte söyleşerek tutulan bir tür tanıklık belgesi… Öyle ki karşı karşıya gelmiş iki taraf var; biri dinleyen, mümkün olduğu kadar nesnel sorular sormaya çalışan, merak eden, diğeri ise kendi hayatına, öğrendiklerine, bildiklerine, okuduklarına, yazdıklarına, ailesine, sevdiklerine, sevmediklerine, çocukluğuna, gençliğine bir kez daha, bir kez daha bakan, baktıkça uzaklara dalarak daha çok anlatan…
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Mesleğinin duayeni olan Prof.Dr.Aykut Kazancıgil’in anılarını,deneyimlerini birinci ağızdan okumak oldukça keyif verici.Nehir söyleşilerden hoşlananlar için çok güzel,su gibi okunan bir eser…
İş Bankası Kültür Yayınları’nın başlattığı Nehir Söyleşi dizisi kronolojik bir izlekte söyleşerek tutulan bir tür tanıklık belgesi… Öyle ki karşı karşıya gelmiş iki taraf var; biri dinleyen, mümkün olduğu kadar nesnel sorular sormaya çalışan, merak eden, diğeri ise kendi hayatına, öğrendiklerine, bildiklerine, okuduklarına, yazdıklarına, ailesine, sevdiklerine, sevmediklerine, çocukluğuna, gençliğine bir kez daha, bir kez daha bakan, baktıkça uzaklara dalarak daha çok anlatan…