Yazar bu kitapta arı bir Türkçe, özgün söylemler, sıcak, içten bir anlatımla okuyucuyu öykü kişilerinin tavır, davranışları üzerinde odaklanmaya, en önemlisi; uslamlamaya sürüklüyor. Öteki bir özelliği ise düşünsel yoğunluktan kopmayıp, onu her öyküde sürdürmesidir. Dürtü, duyumsatma, sezdirme tekniğini Ahmet Türkay başarıyla uyguluyor. Ayrıca bilerek, isteyerek kullandığı bu içgüdüsel oluşumlara ödev, görevler de yüklüyor. Okuyucu o gereç ve nesnelere yaslanarak, öykünün açımlamasını yapabiliyor. İşte bu biçimsel nitelik öykülere azımsanamayacak boyutlu bir değer ve beğeni kazandırıyor. Yazar, bu yapıtında da yazgısı olan göç konusuna eğilerek, şovenizmi siyasete bulaştıran bir erkin bilinçli, acımasız, yasadışı davranışları yüzünden, yurtlarını terk etmek zorunda kalan bir topluluğun, uyum sağlamada, kaynaşmada yaşadığı sıkıntı ve sorunlarına ruhbilimsel, belki düşünbilimsel, düşünce, yargılarla açıklık getiriyor.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)