Ben bir muhacir kızıyım, ah bahtım..Pılı pırtıyı en iyi ben toplarım. Hiç bir şey olmamış gibi güleç durmalı yüzüm. Rengim kimseye uymuyor ve çoğu kez hercai bilirler bu yüzden beni, biliyorum. Uygunsuzum. Halbuki ev taşınırken hep en sona kalan ve çoğu kez de perdeleri sökülmüş bir pencerinin içinde unutulan küpe çiçeği kadar yalnız ve vazgeçilmeye hazırım...Ya da yüzündeki çizgiler, bir nineninkinden daha kahırlı tahta yolculuk bavulları..Veya derhal sarılacak göçünü arayan deste deste urganlar..Kardeşim kadar benzerler bana..Bavullar ve urganlar..Kolları hep sıvanmış ve çok gayretli bir çalışkanlık gibiyim.. Gür bir nara yetişsin şimdi beni örtemeye...Üzüldüğümü kimse fark etmesin, ne arkadaşlarım, ne ziyaretçiler, ne hemşireler..Bir nara..Yetişsin. Hatta biliçsizce. Hiç fark etmez.
Türk hikayeciliğine bu kitapla girmiştir Sibel Eraslan. İçinde birbirinden farklı muhtelif hikâyeler var. Bir kadın tarafından yazıldığını hissettiren naiflikte.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Okuma olarak gayet guzel fakat bazi bolumler hikaye mi cok anlamadim. Ama icerisindeki bazi bolumlerden dolayi bile kitaplikta olmali.
Hikayelerin bazı bölümlerinde yazar kalemini gerçekten konuşturuyor ama genel olarak pek sevemedim sürükleyici yanı yoktu hikayelerin
Sibel Erasla’nın, hikayelerden oluşan, duygu yoğunluğu taşıyan bir kitabı.
Yazarın kalemini beğeniyorsanız bu kitabını da keyifle okursunuz.
Türk hikayeciliğine bu kitapla girmiştir Sibel Eraslan. İçinde birbirinden farklı muhtelif hikâyeler var. Bir kadın tarafından yazıldığını hissettiren naiflikte.