Genç bir adam çiftliğe iş başvurusunda bulundu. Çiftliğin sahibi ona özelliklerini sorduğunda genç adam sadece bir tek şey söyledi:“Rüzgâr estiğinde uyuyabilirim.”Bu cümle çiftliğin sahibini şaşırtmakla birlikte kafasını da karıştırdı. “Nasıl yani? Benim uyuyan değil çalışan adama ihtiyacım var.” diye düşünse de adamın tarzını merak da ettiği için işe almaya karar verdi.Birkaç gün sonra yaşlı çiftlik sahibi ve karısı gecenin bir yarısı yataklarından fırladılar. Dışarıda müthiş bir fırtına vardı. Rüzgâr o kadar sert esiyordu ki ağaçlar sanki yerlerinden sökülecek gibi savruluyordu. Daha önceden tecrübeli oldukları için her yeri kontrol etmeye başladılar. Pencere ve kapıların kepenkleri sıkıca kapatılmış ve kancaları takılıydı. Kalın ağaç kütükleri sıra sıra şöminenin yanına dizilmişti. Bahçe tarımında kullandıkları aletler düzenli bir şekilde hangara yerleştirilmişti. Traktör de garaja çekilmiş pırıl pırıl duruyordu. Ahırın kapısı da düzgün bir biçimde kapalı ve hayvanlar güvendeydi. Genç adam ise onca fırtınaya rüzgara rağmen kulübesinde mışıl mışıl uyuyordu. İşte o an genç adamın “rüzgâr estiğinde uyuyabilirim” sözünü hatırladı ve ne demek istediğini anladı.Elinizdeki kitap; okul hayatının aslında hayat okulunun bir provası olduğunu gösteren örnek olaylardan ve metotlardan oluşuyor. Amacı ise yaşamınızın rüzgarları şiddetli estiğinde gönül rahatlığıyla uyuyor olmanızı sağlamak.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Ben çok begenmedim. Ve ne yazık ki yarısında sıkılıp bıraktım.