Hatırlıyorum. Hatırlamak, illâ unutulan bir şeyin ansızın hafızayı istila etmesi midir, yoksa hiç unutulmayan şeyler de hatırlamaya dahil midir? Ben İstanbul’u hiç unutmadım ve hep hatırlıyorum. Ayçiçeklerimi, sapanımı ve kızağımı, Topağacı’nda uçurulan devasa uçurtmaların belimize bağlandığını ve bizi de uçurduğunu, altın ayvasını ve Sultan Selim incirini, bir yaz ikindisinin müsekkin huzurunu, beygirlerin ahırda sürekli kendileriyle konuşur gibi çıkardıkları homurtuyu, Dabi’nin boncuklu koşumlarını, Dabi’nin terkisinde Dolmabahçe’den tırıs geçmeyi, kopillerle ilk kez binilen Ada vapurunu, Hapçı Neco’nun benim floryaya bakıp “Moruk bu florya ne biçim florya, 60 sayı mı yapıyor, kaç makara çekiyor?” deyişini, tüm desenlerime ve tornada çektiğim her forma hâkim olmuş balıkları ve tekmil deniz canlılarını, 9’uncuyu, cıgaradan çekilen ilk nefesin telaşlı neşesini, sinemaların kesif duman altı atmosferini ve perdede elinde barbunlarla arz-ı endam eden Marcellocuğumu hatırlar gibi, hatırlıyorum
Oğlum, Beşiktaşlı olmamdan ve kitaba olan düşkünlüğümden hediye olarak almış.Kitabın Beşiktaş takımıyla ilgisi yok denecek kadar az.
Bir solukta okudum.
İstanbul’un (Beşiktaş ) aynı zamanda akademisyen ve doğma büyüme bir kişinin gerçek hayatını anılarını,gözlemlerini okurken siz de çok seveceksiniz.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Oğlum, Beşiktaşlı olmamdan ve kitaba olan düşkünlüğümden hediye olarak almış.Kitabın Beşiktaş takımıyla ilgisi yok denecek kadar az.
Bir solukta okudum.
İstanbul’un (Beşiktaş ) aynı zamanda akademisyen ve doğma büyüme bir kişinin gerçek hayatını anılarını,gözlemlerini okurken siz de çok seveceksiniz.