Vahşi kapitalizmin “altına hücum” dönemini konu alan yüzlerce eserin çoğu, altın arayıcılarının kişisel öykülerini yüzeysel bir yaklaşımla anlatır. Farklı bakış açısıyla diğerlerinden ayrılan Charlie Chaplin’in Altına Hücum filmi dışında, konuyu değişik bir biçimde irdeleyerek insanı evrensel boyutta sorgulayan en önemli eserlerden biri, Jack London’ın Beyaz Diş adlı romanıdır. Dünya görüşünü, “Köpeğe kemik atmak hayırseverlik değildir. Hayırseverlik, kendin de en az köpek kadar açken kemiği köpekle paylaşmaktır,” diye özetleyen London, Beyaz Diş’te Kuzey’in karlarla kaplı bölgelerinde sürdürülen yaşam kavgasını, soğuk, açlık ve hayatta kalma mücadelesini insanların değil, aynı koşulları onlarla paylaşan hayvanların açısından aktarıyor.Beyaz Diş, damarlarında hem kurt hem de köpek kanı taşıyan bir kurt kırmasıdır. Ana babası dışında kendi türünden canlıları hiç tanımadan bir mağarada yaşarken, bir gün dışarıdaki gerçek dünyayla yüz yüze geliyor. Çok farklı görünümü, çok farklı kuralları ve düzeni olan bu yerden, dünyayı ve yaşamı keşfetmeye başlıyor. Kurdun köpeğe dönüşümü, koşulların insanlar için olduğu kadar hayvanlar için de hayatı nasıl değiştirdiğini yansıtıyor.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Mini kitap olması çok güzel olmuş yolda otobüste her yerde rahatlıkla okuyabileceğiniz bir kitap düşünmeden satın alabilirsiniz.
Martin Eden’den sonra yazarın en çok beğendiğim ikinci kitabı. Bence bir kurdun sevgi sayesinde nasıl değiştiğini göreceksiniz.
iyi tercüme iyi tasarım okur daha ne istesin
Kitabın kahramanı kurt-köpekle birlikte maceraya atılacağınız, bazen öfkesine ve kinine bazen sevgisine ortak olacağınız bir kitap
Soğuk havayı iliklerinizde hissedeceksiniz 🙂