6 Kasım 1914’te batırılan Mithatpaşa gemisinin kâtibi Hasan Basri Efendi’nin Sibirya’daki esaret hatıraları...“Denize düştüğüm anda bir iki kere yuvarlandım, battım, çıktım. Çünkü güverteden atlamış idim. Gerçi güverte bir derece alçalmış bulunuyordu. Gemi (Mithatpaşa) ağır ağır suya giriyordu... Biz bir türlü gemiden ayrılamıyoruz. Tahtada bulunanlara bir parça gayret edin gemiden ayrılalım diyorum. Hiçbirisinde lakırdı anlamak yok. Yarabbi şimdi gemi denize girdiği anda bizi de çekecek burada öleceğiz, diye düşünüyordum.”
Kolay değil dile kolay,dört yıla yakın süre Sibirya’da esaret kamplarında kalmak.Hasan Basri Efendi’nin o esaret kamplarındaki yaşantısı,hasletleri,özlemleri.Onun çektiklerini içinde duyumsamadan okumak mümkün değil.Bu sımsıcak,samimi hatırat herkese önerilir…
Anıların son kısmının kaybolması hem üzücü hem de olaya biraz gizem kattığından heyecan verici. Onca zorluğam rağmen yazarın hayatta kalması öncelikle Allah’ın lütfu. sonuna kadar mücadele etmenin de çok somut bir örneği. Bugün insanlarımıza Karadeniz’de batan gemilerimiz ve bu gemilerde sivil personel, pilotlar ve çete reislerinin esir düştüğü, Sibirya’ya gönderildiği rüya gibi gelecek konular. Ama bunlar yaşanmış gerçekler ve yeni nesillerin bunlardan haberi yok. Hatırat olduğu için tekrar çok ama okuması kolay bir kitap. Bir babanın yakınlarından haber alma arzusu, onların yeterince mektup yazmamaları karşısında yaşadığı üzüntü çok çarpıcı olarak ifade edilmiştir.
Anıların kısa kısa birazda kopuk anlatılması kitabın akıcılığını bir yerde engellemiş.Tarihle ilgilenenler özellikle denizcilik tarihi ile mutlak okunmalıdır bence.
Yokluk, sefalet, soğuğun yanısıra yurdundan, vatanından evlatlarından sevdiklerinden uzakta geçmek bilmeyen seneler.. Zaman zaman ümitsizce bekleyişlere dönüşse de sabırla bir umut diye bekleyebilmek.. Bu kitapla birlikte bir kez daha sabretmeyi öğrendim.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Kolay değil dile kolay,dört yıla yakın süre Sibirya’da esaret kamplarında kalmak.Hasan Basri Efendi’nin o esaret kamplarındaki yaşantısı,hasletleri,özlemleri.Onun çektiklerini içinde duyumsamadan okumak mümkün değil.Bu sımsıcak,samimi hatırat herkese önerilir…
Anıların son kısmının kaybolması hem üzücü hem de olaya biraz gizem kattığından heyecan verici. Onca zorluğam rağmen yazarın hayatta kalması öncelikle Allah’ın lütfu. sonuna kadar mücadele etmenin de çok somut bir örneği. Bugün insanlarımıza Karadeniz’de batan gemilerimiz ve bu gemilerde sivil personel, pilotlar ve çete reislerinin esir düştüğü, Sibirya’ya gönderildiği rüya gibi gelecek konular. Ama bunlar yaşanmış gerçekler ve yeni nesillerin bunlardan haberi yok. Hatırat olduğu için tekrar çok ama okuması kolay bir kitap. Bir babanın yakınlarından haber alma arzusu, onların yeterince mektup yazmamaları karşısında yaşadığı üzüntü çok çarpıcı olarak ifade edilmiştir.
Anıların kısa kısa birazda kopuk anlatılması kitabın akıcılığını bir yerde engellemiş.Tarihle ilgilenenler özellikle denizcilik tarihi ile mutlak okunmalıdır bence.
Yokluk, sefalet, soğuğun yanısıra yurdundan, vatanından evlatlarından sevdiklerinden uzakta geçmek bilmeyen seneler.. Zaman zaman ümitsizce bekleyişlere dönüşse de sabırla bir umut diye bekleyebilmek.. Bu kitapla birlikte bir kez daha sabretmeyi öğrendim.
bir insanın yaşam öyküsünden bir kesit sunulmuş.hoş bir çalışma olmuş
Bu kapanacak 0 saniye