Cevdet Paşa Tezakir'inde anlatıyor: "Ali Paşa vefat ettikte cenaze namazı Yeni Cami'de kılınıp Süleymaniye Camii'nde defn olundu. Lakin gariptir ki müezzinler birbirini yanlış anlamakla bir dürüst namaz kılınamadı. Hele camii şerif içindeki cemaat yoliyle cenaze namazını kılamadılar. Fakir dahi cami içinde idim. Cenaze kapısından çıkıp tezkiyede bulunmak üzere seğirttim. Kalabalık idi. Cenazenin yanına kadar varamadım. Yenikapı Mevlevihanesi şeyhi Osman Efendi üç defa "Bu zatı nasıl bilirsiniz" deyü sordu ve arada "Büyük bir zat idi, devlete çok güzel hizmetler etti" diyedurdu. Kimesne tarafından la (hayır) ve na'am (evet) bir cevap veremediler. Böyle tezkiyede süküti tam ile mukabele olunduğunu görmedik ve hiçbir tarihte vukuunu dahi işitmedik. Bir adamın beraber yaşadığı milleti içinde menfur olarak ahirete gitmesi akraba ve ahbabına ne mertebe müessir olacağı muhtacı beyan değildir.
Kitap bir çok makaleden meydana getirilmiş bir derleme.Bu makaleler nerde yayınlanmış herhangi bir bilgi verilmemiş.İsmail Kara şüphesiz ki kuvvetli bir kalem.Özellikle yakın tarih ve Hilafet üzerine yaptığı çalışmalarla meşhur olmuş birisi.Bu çalışmasında kendisinin de söylediği gibi biraz uzak hurafe var.Özellikle mezarlara karşı bir senpatisi var ve bunu anlamak mümkün değil.Biraz hurafelere inanan bir yazar.Kitapta üç tane okuma parçası var.Ahmet Cevdet paşa,Ahmet Haşim ve Elmalılı hamdi yazır efendiye ait.Bunun yanında kitapta 1940 yılların milli eğitim bakanı olan meşhur Hasan ali yücel ve Şerif mardin gibi isimler üzerine yazılmış bir iki yazı mevcut.Kitap kısmen objektiftir diyebiliriz.Fakat İsmail Kara’nın İslami konulara olan bakış açısı beni biraz ürküttü diyebilirim.Ama yakın tarih konusunda ki yazıları okumaya değer gözüküyor.Yani diyeceğim o ki İsmail kara dan tarih öğrenin ama din asla.
Bu kitap çok farklı, bambaşka bir dil orijinal bir bakış açısı.Tarihi ve sosyal olaylarlı değerlendirirken aynı zamanda bu değerlendirmelerimize de bir özeleştiri yapma fırsatı sunuyor.Bu kadar küçük ama bir o kadar hacimli bir eser.
Nedense tarihi bize hep eksik öğretirler. Tarih öncesi devirlerden başlarlar öğretmeye.Bir baştan, bir ortadan, bir sondan, bir ordan, bir burdan öğretir dururlar.Ve 1938’de Mustafa Kemal’in ölümüyle biter tarihimiz. Aslında bitmez ama kimse öğretmez bize yakın tarihimizi. Kimsede bilmez yakın tarihi. Öğrettirmezler zaten başımızdaki büyükler. Çünkü yakın tarih daha tazedir onlara zarar verir bazen. Hala etkileri günümüzde de yaşanmaktadır da ondan öğretmezler. Hem ne öğretecekler ki ilk demokratik seçimden sonra başa geçen DP’nin basını zorla susturduğunu mu? 60 darbesinden sonra başbakanımızın nasıl asıldığını mı? 80 darbesiyle ülke gençliğinin yarıdan fazlasını içeri tıktıklarını mı? Çoğu insan 60, 70 ve 80 darbelerini bilmezler. Ama 80 darbesini çoğumuz biliriz; oda çok taze ve etkilerinin hale günümüzde sürdüğünden. Bu ülkenin şairleri hala ders kitaplarını girememiştir. Kimi vatan haini ilan edildiği, kimi sakıncalı görüldüğü için yoktur hiç bir ders kitabında eserleri. Bu zihniyet yüzünden zaten uzaklaştık edebiyattan. Ama yeni yeni akıllandılar. Bu sene gördüm Nazım üstadın 3-4 şiirini edebiyat kitabında. Herkes her şeyin farkına vardığında inşallah bu millet için geç kalınmış olunmaz… (hep osmanlı tarihi yazralr ama kimse yakın tarihimizle ilgili hiç kitap yazmaz yada yazmaya korkarlar.. artık bırakın osmanlı tarihiyle ilgili olanlarıda birazda yakın tarihimze bakın yakın tarihimizde gençlerimizn bilmediği ve unutulmaya çalışan o kadar olay oldukiii…) Güngör BEKER
En karışık ilşkiler, en yalancı anlatımlar ve en inanılmaz doğrulaştırılmışlıklar:yakın tarih. Hurafe ile bağlantısı da çok yerinde kurulabilecek inançlaştırılmışlıklar… Bu kadar güzel bir bağdaştırmayla ele alınan bir kitapta, zengin tarih-dışılıklar bulunuyor. Ali Paşa’nın cenaze namazındaki trajedi gibi, yakın tarihimizin yaklaşmakta olan ayak seslerini, bu gibi kitaplar vermektedir.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Kitap bir çok makaleden meydana getirilmiş bir derleme.Bu makaleler nerde yayınlanmış herhangi bir bilgi verilmemiş.İsmail Kara şüphesiz ki kuvvetli bir kalem.Özellikle yakın tarih ve Hilafet üzerine yaptığı çalışmalarla meşhur olmuş birisi.Bu çalışmasında kendisinin de söylediği gibi biraz uzak hurafe var.Özellikle mezarlara karşı bir senpatisi var ve bunu anlamak mümkün değil.Biraz hurafelere inanan bir yazar.Kitapta üç tane okuma parçası var.Ahmet Cevdet paşa,Ahmet Haşim ve Elmalılı hamdi yazır efendiye ait.Bunun yanında kitapta 1940 yılların milli eğitim bakanı olan meşhur Hasan ali yücel ve Şerif mardin gibi isimler üzerine yazılmış bir iki yazı mevcut.Kitap kısmen objektiftir diyebiliriz.Fakat İsmail Kara’nın İslami konulara olan bakış açısı beni biraz ürküttü diyebilirim.Ama yakın tarih konusunda ki yazıları okumaya değer gözüküyor.Yani diyeceğim o ki İsmail kara dan tarih öğrenin ama din asla.
Bu kitap çok farklı, bambaşka bir dil orijinal bir bakış açısı.Tarihi ve sosyal olaylarlı değerlendirirken aynı zamanda bu değerlendirmelerimize de bir özeleştiri yapma fırsatı sunuyor.Bu kadar küçük ama bir o kadar hacimli bir eser.
Nedense tarihi bize hep eksik öğretirler. Tarih öncesi devirlerden başlarlar öğretmeye.Bir baştan, bir ortadan, bir sondan, bir ordan, bir burdan öğretir dururlar.Ve 1938’de Mustafa Kemal’in ölümüyle biter tarihimiz. Aslında bitmez ama kimse öğretmez bize yakın tarihimizi. Kimsede bilmez yakın tarihi. Öğrettirmezler zaten başımızdaki büyükler. Çünkü yakın tarih daha tazedir onlara zarar verir bazen. Hala etkileri günümüzde de yaşanmaktadır da ondan öğretmezler. Hem ne öğretecekler ki ilk demokratik seçimden sonra başa geçen DP’nin basını zorla susturduğunu mu? 60 darbesinden sonra başbakanımızın nasıl asıldığını mı? 80 darbesiyle ülke gençliğinin yarıdan fazlasını içeri tıktıklarını mı? Çoğu insan 60, 70 ve 80 darbelerini bilmezler. Ama 80 darbesini çoğumuz biliriz; oda çok taze ve etkilerinin hale günümüzde sürdüğünden. Bu ülkenin şairleri hala ders kitaplarını girememiştir. Kimi vatan haini ilan edildiği, kimi sakıncalı görüldüğü için yoktur hiç bir ders kitabında eserleri. Bu zihniyet yüzünden zaten uzaklaştık edebiyattan. Ama yeni yeni akıllandılar. Bu sene gördüm Nazım üstadın 3-4 şiirini edebiyat kitabında. Herkes her şeyin farkına vardığında inşallah bu millet için geç kalınmış olunmaz… (hep osmanlı tarihi yazralr ama kimse yakın tarihimizle ilgili hiç kitap yazmaz yada yazmaya korkarlar.. artık bırakın osmanlı tarihiyle ilgili olanlarıda birazda yakın tarihimze bakın yakın tarihimizde gençlerimizn bilmediği ve unutulmaya çalışan o kadar olay oldukiii…) Güngör BEKER
En karışık ilşkiler, en yalancı anlatımlar ve en inanılmaz doğrulaştırılmışlıklar:yakın tarih. Hurafe ile bağlantısı da çok yerinde kurulabilecek inançlaştırılmışlıklar… Bu kadar güzel bir bağdaştırmayla ele alınan bir kitapta, zengin tarih-dışılıklar bulunuyor. Ali Paşa’nın cenaze namazındaki trajedi gibi, yakın tarihimizin yaklaşmakta olan ayak seslerini, bu gibi kitaplar vermektedir.