Boşanırken gerçek olaylardan kurgulanarak yazılmış bir gerilim romanı. Adalet sisteminin sorgulandığı romanda, birbiri ardına işlenen cinayetler, aşk ve gerilim kol kola... Nefesinizi tutarak okuyacağınız romanda tempo hiç düşmüyor.Manhattan Adası dünyayı yöneten güçlü ve zengin beyaz adamların yaşadığı yerdir. Bu küçük adada yaşayan ve dünyayı yöneten beyaz adamlara karşı olmak Amerikan Başkanı'nın bile haddi değildir. Hâkim Merle de sırtını onlara dayamıştır.Eşinden boşanmak için adalet mücadelesi veren Naz, hayatları bu yasa tanımayan hâkim tarafından uçuruma sürüklenmiş 400 kadını çevresinde toplayarak mücadeleye etmeye karar verir. Sonrasında Hâkim Merle, ona destek olan senato üyesi, kadınların hayatlarını karartan, onlara ve çocuklarına en büyük kötülüğü yapan statü sahibi eşleri sırasıyla gizemli cinayetlere kurban gitmeye başlar. Derken olayı çözmekle yükümlü dedektifimiz ve merhametli bir mafya lideri çıkar sahneye. Bu iki gizemli adam, her şeye sahip olan Naz’ın kalbinin kara sularına girebilmek için sınırı kana boyamayı göze almışlardır. Cinayetleri Adalet Tanrıçası üstlenmiştir fakat o tanrıça kimin içindedir?
Bu yazarı ilk kez bu kitabıyla tanıdım. Tesadüfen aldığım bir kitaptı. Romanın ortasında seri cinayetleri kimin işlediği belli olmasına rağmen merakını askıda birakıyor. Amerikan Aile Mahkemeleri ve adalet sistemine ciddi eleştiriler var. Zaten yazar da kendi boşanmasından yola çıkarak gerçekle kurguyu birleştirdim diyor. Kahramanlarımız Türk asıllı Amerikalı psikolog prof Naz Hougton ve Ukraynalı Robin Hoodvari FBI ın dünyanın en tehlikeli adamı olarak tanımladığı mafya , güçlü ve adaletsizlerin korkulu rüyası Matteo Mogilevich. Hem de yakışıklı. Romanda ilginç psikolojik tahliller de yapılmış. Boşanırken mağdur edilmiş 400 kadının sözcüsü Naz seri cinayetler işlenmeye başlayınca medyanın gündemine oturur. Çünkü öldürülenler mahkemenin hakimleri, sahtekarlik yapan avukat ve kocalardır. Katilin ise özel bir yöntemei vardır mesaj olarak bıraktığı taa eski Mısır’ın adalet tanrıçasına kadar giden… Okuyun derim…Sıkılmazsınız
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Bu yazarı ilk kez bu kitabıyla tanıdım. Tesadüfen aldığım bir kitaptı. Romanın ortasında seri cinayetleri kimin işlediği belli olmasına rağmen merakını askıda birakıyor. Amerikan Aile Mahkemeleri ve adalet sistemine ciddi eleştiriler var. Zaten yazar da kendi boşanmasından yola çıkarak gerçekle kurguyu birleştirdim diyor. Kahramanlarımız Türk asıllı Amerikalı psikolog prof Naz Hougton ve Ukraynalı Robin Hoodvari FBI ın dünyanın en tehlikeli adamı olarak tanımladığı mafya , güçlü ve adaletsizlerin korkulu rüyası Matteo Mogilevich. Hem de yakışıklı. Romanda ilginç psikolojik tahliller de yapılmış. Boşanırken mağdur edilmiş 400 kadının sözcüsü Naz seri cinayetler işlenmeye başlayınca medyanın gündemine oturur. Çünkü öldürülenler mahkemenin hakimleri, sahtekarlik yapan avukat ve kocalardır. Katilin ise özel bir yöntemei vardır mesaj olarak bıraktığı taa eski Mısır’ın adalet tanrıçasına kadar giden… Okuyun derim…Sıkılmazsınız