Osmanlı öncesi Türk hukuk ve toplumsal tarihinin fıkıh (İslâm hukuk bilimi) kaynakları üzerinde olağanüstü zenginliğine rağmen çok fazla akademik araştırma yapılmamıştır. Bu çalışma X-XIII. yüzyıllar arasında Buhara ve çevresinde (bugünkü Orta Asya, eski adıyla Mâverâünnehir) hukuk sahasında yaşanan çok canlı bir dönemin edebî ürünleri -özellikle vâkıât (fetâvâ) adı verilen özel bir tür- üzerine yoğunlaşmaktadır.Eserin ilk kısmında "Buhara hukuk geleneği" diyebileceğimiz bir bölgesel olgunun tarihsel ve teorik bağlamı ortaya konmakta ve bir orta zamanlar müslüman toplumunda hukuk eğitiminin yapısı, hukukçuluğun ayrı bir meslek olarak teşekkülü ve hukukun değişimi yönetme biçimi geniş bir kuramsal çerçevede ele alınmaktadır.İkinci kısımda ise vakıf hukuku bir araştırma alanı olarak belirlenmiş ve "vâkıât edebiyatı" adı verilen, çoğunluğu el yazması kırkın üzerindeki eserin vakıf bölümleri art zamanlı ve eş zamanlı okuma yoluyla tahlil edilmiştir. Bu bölümde vakıf öğretisinin ortaya çıkışı ve Buhara hukuk okulu vasıtasıyla olgunlaştırılması süreci, eserlerin elverdiği ölçüde izlenmektedir.Çalışma tarihsel bir olguyu ele almakla İslâm hukuk düşüncesinde son yüzyıllarda meydana gelen değişimleri okuyucunun dikkatine sunmakta ve bu yolla fıkıh algımızın gelişimine katkıda bulunmaktadır.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)