Tarihin, yakın tarihimizin aktörleriyle ilgili yüzlerce, binlerce cilt kitap yazıldı. Ortaya milyonlarca bilgi, belge, anı döküldü. Ama bu bilgi ve anı kırıntılarının 'tarih disiplini' dışında doğrudürüst hikayesi yazılmadı. Öykü ve roman çalışmalarıyla da tanınan gazeteci-yazar Ahmet Kekeç, projektörlerini bu kez devletin derinliklerine çeviriyor ve Türkiye Cumhuriyeti'nin yakın geçmişinde meydana gelen siyasal kavgaları, kişisel çekişmeleri, kanlı hesaplaşmaları anlatıyor. 'Derin Roman' dönemin aktörlerini, tarihi kişiliklerinin dışında, öncelikle 'insan' yanlarıyla ele alan ve onları 'içeriden' resmeden bir belgesel-roman...
ahmet kekeçi 93 yılından beri takip etmeye çalışıyorum.bu kitabı çıktığında çok meraklanmıştım.kitabı merakla aldım ve okumaya başladım.sanırım kitaptan beklentim çok olmalı ki beklediğimi bulamadım.konular işlenirken fazla derinlere inilmemiş.kitap roman tadında gibi ama romanın kahramanlarının kimliklerine göre konular yüzeysel geçilmiş.yine de ahmet beyin emeğine saygılar sunarım.
Derin Roman, kitabın önsözünde belirtildiği gibi ‘roman kıvamında’ bir kitap olmamış bence. Daha çok ‘azıcık bildiğimiz çarpıcı gerçekleri’in akıcı bir biçimde ardı ardına sıralam,nması gibi olmuş.Lakin tüm bunlar kitap hakkında olumsuz bir fikir beyan ettiğim anlamında anlaşılmasın. Zira yeryüzünde karanlıkta kalmış herhangibir şeyi aydınlatan/aydınlatmaya çalışan herkese olduğu gibi Ahmet Kekeç’e ve ortaya koyduğu bu kitaba ‘derin’ hürmetlerimi sunuyorum.Teşekkürler Ahmet Ağabey!
derin roman türkiyenin darbeler tarihine ışık tutuyor.Darbeler ve Cumhurbaşkanlığı seçimi arasındaki bağlantıyı ilginç bilgilerle ortaya koyuyor.Ancak son 20 yılı oldokça tay etmiş. çok üstünkörü ele almış. Adeta kitabı biran önce bitireyim endişesine kapılmış. Halbuki bu dönemde de gün yüzüne çıkmamış oldukça DERİN bilgiler vardır. Bu yönünü oldukça eksik buldum
Derin Roman, gerçekten de bir derin roman. Kitaptaki bir cümle vardı çok hoşuma gitti. “Bize en uzak olan, yakın tarihimizdir.”Ne güzel bir ifade. Şimdiye kadar bize anlatılan yakın tarih diye, kalıplaşmış, yüzeysel olaylar veya Kurtuluş Savaşına kadar olan süreç. Daha sonraları Atatürk-İnönü kavgası, 27 Mayıs, ve diğer darbeler, asker-sivil çatışmaları, olayların iç yüzleri, iktidar kavgaları, dönen dolaplar.Yakın tarihimizde bize anlatılan Osmanlı gibi gelmeye başladı bana. İktidar kavgaları. Sadrazamın biri indiriliyor diğeri çıkarılıyor. Patişahlar bile değiştiriliyor. sadrazamlar asılıyor. Yakın tarihimizde ne fark var. Sadrazamlar yerine başbakanlar indirilip çıkarılıyor. Asılıyor. Patişahlar yerine Cumhurbaşkanlarını kendileri seçip yerleştiriyor. O zamanda halka sorulmuyordu, şimdi de.Kısaca çok bilgilendiğim, herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu söyleyebileceğim güzel bir kitap. Yazarını tebrik eder devamını bekleriz.
Piyesin bütününü ezberlemiş,replikleri sufle edilen tiyatrocu misali ifadelerindeki boşluğun esiri olan tarihçiler,yazdıkları yazılarla yakın tarihimizi bize çok uzak kılarlar.Yazar “Olağandışı” gelişmelerle dolu tarihimizin “Olağan” yanlarıyla ilgileniyor.Olayların kahramanlarını daha çok ‘içeriden’ ele alarak kronikleşmiş vakaların ilk komplikasyonlarına dair ipuçları veriyor.Kısacası Türkiye’nin anılarına çeki-düzen veriyor.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
ahmet kekeçi 93 yılından beri takip etmeye çalışıyorum.bu kitabı çıktığında çok meraklanmıştım.kitabı merakla aldım ve okumaya başladım.sanırım kitaptan beklentim çok olmalı ki beklediğimi bulamadım.konular işlenirken fazla derinlere inilmemiş.kitap roman tadında gibi ama romanın kahramanlarının kimliklerine göre konular yüzeysel geçilmiş.yine de ahmet beyin emeğine saygılar sunarım.
Derin Roman, kitabın önsözünde belirtildiği gibi ‘roman kıvamında’ bir kitap olmamış bence. Daha çok ‘azıcık bildiğimiz çarpıcı gerçekleri’in akıcı bir biçimde ardı ardına sıralam,nması gibi olmuş.Lakin tüm bunlar kitap hakkında olumsuz bir fikir beyan ettiğim anlamında anlaşılmasın. Zira yeryüzünde karanlıkta kalmış herhangibir şeyi aydınlatan/aydınlatmaya çalışan herkese olduğu gibi Ahmet Kekeç’e ve ortaya koyduğu bu kitaba ‘derin’ hürmetlerimi sunuyorum.Teşekkürler Ahmet Ağabey!
derin roman türkiyenin darbeler tarihine ışık tutuyor.Darbeler ve Cumhurbaşkanlığı seçimi arasındaki bağlantıyı ilginç bilgilerle ortaya koyuyor.Ancak son 20 yılı oldokça tay etmiş. çok üstünkörü ele almış. Adeta kitabı biran önce bitireyim endişesine kapılmış. Halbuki bu dönemde de gün yüzüne çıkmamış oldukça DERİN bilgiler vardır. Bu yönünü oldukça eksik buldum
Derin Roman, gerçekten de bir derin roman. Kitaptaki bir cümle vardı çok hoşuma gitti. “Bize en uzak olan, yakın tarihimizdir.”Ne güzel bir ifade. Şimdiye kadar bize anlatılan yakın tarih diye, kalıplaşmış, yüzeysel olaylar veya Kurtuluş Savaşına kadar olan süreç. Daha sonraları Atatürk-İnönü kavgası, 27 Mayıs, ve diğer darbeler, asker-sivil çatışmaları, olayların iç yüzleri, iktidar kavgaları, dönen dolaplar.Yakın tarihimizde bize anlatılan Osmanlı gibi gelmeye başladı bana. İktidar kavgaları. Sadrazamın biri indiriliyor diğeri çıkarılıyor. Patişahlar bile değiştiriliyor. sadrazamlar asılıyor. Yakın tarihimizde ne fark var. Sadrazamlar yerine başbakanlar indirilip çıkarılıyor. Asılıyor. Patişahlar yerine Cumhurbaşkanlarını kendileri seçip yerleştiriyor. O zamanda halka sorulmuyordu, şimdi de.Kısaca çok bilgilendiğim, herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu söyleyebileceğim güzel bir kitap. Yazarını tebrik eder devamını bekleriz.
Piyesin bütününü ezberlemiş,replikleri sufle edilen tiyatrocu misali ifadelerindeki boşluğun esiri olan tarihçiler,yazdıkları yazılarla yakın tarihimizi bize çok uzak kılarlar.Yazar “Olağandışı” gelişmelerle dolu tarihimizin “Olağan” yanlarıyla ilgileniyor.Olayların kahramanlarını daha çok ‘içeriden’ ele alarak kronikleşmiş vakaların ilk komplikasyonlarına dair ipuçları veriyor.Kısacası Türkiye’nin anılarına çeki-düzen veriyor.