Dıjwar, Türkiye'nin en karanlık faili meçhul cinayetlerinden birine ışık tutuyor. Musa Anter cinayetinin birinci elden tanığı olan Orhan Miroğlu, güneydoğu sorununun temellerine inerek, Diyarbakır Cezaevi'nin ve itirafçılığın karanlık dünyasını gözler önüne sererken, barıştan yana bir aydının ortadan kaldırılış hikâyesini anlatıyor.Kurguyla gerçeğin, belgelerin iç içe geçerek kurulduğu Dıjwar, günümüzün çok tartışılan açılımı hakkında en iyi fikir verecek kitaplardan biri. İşkencenin, gözaltında kayıpların, yakın tarihimizde kara bir leke gibi duran Diyarbakır Cezaevi'nin iç yüzünü merak eden herkesin okuması gereken bir kitap bu.Orhan Miroğlu, barışa olan inancından bir an bile ödün vermeksizin, hepimizi barışa yaklaştırmak, barışın hepimiz için tek çıkış olduğunu bir kez daha hatırlatmak için dile getiriyor karanlığı.
Yazar geçmişle yüzleşmek adına, olayları olduğu gibi kaleme almıştır. Kürt ve Türk halklarının birbirini anlamaları adına çok değerli bir kitaptır. İçeriğin oldukça zengin olduğu kitabın anlatımını pek beğenmedim. Şimdiki zaman kipiyle değil de, -di’li geçmiş zaman veya geçmiş zaman kipiyle anlatım olsaydı daha akıcı olabilirdi. Bir de yazar, vurulduktan sonraki hastane günlerini gereksiz bir şekilde uzatmış görünüyor. Onun yerine efsaneleşmiş Diyarbaır Cezaevine daha fazla yer verebilirdi.
Orhan Miroğlu, çok iyi kaleme almış. Ülkenin herşeyden önce bir “yüzleşme” sorunu var. ve bu kitap bazı gerçeklerle yüzleşmemizi sağlıyor.faili meçhuller ve diyarbakır cezaevinde yaşananlar mükkemel bir şekilde ele alınmış. Diyarbakır cezaevinde yaşanan gerçekler… Kürt meselesini anlamada çok yardımcı olacağını düşünüyorum. muhakkak okunmalı.
ölüm mü İŞKENCE Mİ? herhalde herkes ölümü tercih eder. hep kulaktan kulağa duyduğumuz diyarbakır cezaevi işkencelerini yaşayan birinden dinlemek daha farklı oluyor. Hasan Cemal de kürtler kitabının girişinde anlatmıştı. yaşlı genç suçlu suçsuz binlerce insana işkenceyi sistematik bir şekilde uygulayan bu rütbeliler ve erler mutlaka yargılanmalı. çünkü yargılanmazsa yarın aynı şey bizim de başımıza gelebilir. sizin başınıza gelebilir. herkes adalete hesap verirse kanunun dışına çıkmak zorlaşır. yoksa herkes adaleti kendisi sağlamaya çalışır. ha bir de amerikanın ırakta yaptığı işkencelere bakıp vah vah diyoruz. kendi pisliğimize baksak herhalde insan içine çıkamayız.artı bu işkencecilerin çoğu da er. hani tertipcilikten şikayet edip sıra kendilerine gelince aynısını yapan cinsler. asıl bunlar utanmalı. asıl bunları bulup yargılamalı.velhasıl faili meçhul cinayetleri merak ediyorsanız ve diyarbakır cezaevinde aslında ne oldu bilmek istiyorsanız alın okuyun. değer doğrusu.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Bazı değerlerin arkasına sığınıp, işkencelerin yaptırılmasını sağlayan insan dışı varlıkların anlatıldığı bir gerçek. Maalesef gerçek.
Yazar geçmişle yüzleşmek adına, olayları olduğu gibi kaleme almıştır. Kürt ve Türk halklarının birbirini anlamaları adına çok değerli bir kitaptır. İçeriğin oldukça zengin olduğu kitabın anlatımını pek beğenmedim. Şimdiki zaman kipiyle değil de, -di’li geçmiş zaman veya geçmiş zaman kipiyle anlatım olsaydı daha akıcı olabilirdi. Bir de yazar, vurulduktan sonraki hastane günlerini gereksiz bir şekilde uzatmış görünüyor. Onun yerine efsaneleşmiş Diyarbaır Cezaevine daha fazla yer verebilirdi.
Orhan Miroğlu, çok iyi kaleme almış. Ülkenin herşeyden önce bir “yüzleşme” sorunu var. ve bu kitap bazı gerçeklerle yüzleşmemizi sağlıyor.faili meçhuller ve diyarbakır cezaevinde yaşananlar mükkemel bir şekilde ele alınmış. Diyarbakır cezaevinde yaşanan gerçekler… Kürt meselesini anlamada çok yardımcı olacağını düşünüyorum. muhakkak okunmalı.
yazılanların doğru olduğunu kabul ettiğinizde ülke tarihini değiştirebilir.. mutlaka okunmalı ve düşünmeli…..
ölüm mü İŞKENCE Mİ? herhalde herkes ölümü tercih eder. hep kulaktan kulağa duyduğumuz diyarbakır cezaevi işkencelerini yaşayan birinden dinlemek daha farklı oluyor. Hasan Cemal de kürtler kitabının girişinde anlatmıştı. yaşlı genç suçlu suçsuz binlerce insana işkenceyi sistematik bir şekilde uygulayan bu rütbeliler ve erler mutlaka yargılanmalı. çünkü yargılanmazsa yarın aynı şey bizim de başımıza gelebilir. sizin başınıza gelebilir. herkes adalete hesap verirse kanunun dışına çıkmak zorlaşır. yoksa herkes adaleti kendisi sağlamaya çalışır. ha bir de amerikanın ırakta yaptığı işkencelere bakıp vah vah diyoruz. kendi pisliğimize baksak herhalde insan içine çıkamayız.artı bu işkencecilerin çoğu da er. hani tertipcilikten şikayet edip sıra kendilerine gelince aynısını yapan cinsler. asıl bunlar utanmalı. asıl bunları bulup yargılamalı.velhasıl faili meçhul cinayetleri merak ediyorsanız ve diyarbakır cezaevinde aslında ne oldu bilmek istiyorsanız alın okuyun. değer doğrusu.