Dil ve Din / Dünden Bugüne Türklerde / Kur’an’ı Doğru Anlamak
Yayın Tarihi: 06.07.2020
ISBN: 9789758410125
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 608
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
Boyut: 14 x 23 cm
Tanıtım Bülteni
Mehmet Akif Ersoy diyor ki: “Kur’an’da geçen “kanaat”i, “tevekkül”ü, “sabır”ı, hepsini yanlış anladık. “Sabır” nedir?.. Bize göre “sabır”, ne olursa olsun “katlanmak” demektir. Neye katlanmak? Her şeye. Daha doğrusu katlanılmayacak şeylere. Mesela aşağılanmaya, hakaret görmeye, döğülmeye, söğülmeye; özetle insanlık onurumuzu lekeleyecek kötülüklerin hepsine. Aman yarabbi!.. Kur’an ne söylüyor, biz ne anlıyoruz!.. “Sabır” katlanmak değil, göğüs germektir. Neye göğüs germek? Sonunda katlanılmayacak acılara katlanmak ıztırabına mahkum olmamak için, önceden her türlü zorbalıklara, her türlü sıkıntılara, mertcesine, insancasına göğüs germek. Hele Kur’an’daki “tevekkül” hiç bizim anladığımız mahiyette mi? “Tevekkül”, Kur’an’ın gösterdiği, Hadis’in gösterdiği “tevekkül”, tüm yolları denedikten sonra olan tevekküldür. Biz cehaletimiz yüzünden dini bu hale getirdik. Din de bizi bu hale getirdi. İslam dini bir miskinlik dini oldu...” Mehmet Akif, bu sözleriyle Kur’an’ın temel kavramlarının yanlış yorumlanarak topluma yanlış belletilmesinin yıkıcı sonuçlarını çok doğru bir biçimde saptamıştır. Müslüman toplumlar “dinsel aydınlanma” olmaksızın geri kalmışlık zincirini kıramayacaktır. Dinsel Aydınlanma; insanları bir anda sevgisiz, yıkıcı, acımasız, yabanıl sürülere dönüştürebilen, usdışı, bilimdışı, gerçekdışı, karanlık, boş inançların tutsaklığından kurtarıp; gerçeğin ışığında yürüyen, özgür, bağımsız, eleştirel düşünceli, barışçıl, iyicil, sevecen, çalışkan bireylere dönüştürme çabasıdır. Çağlar boyu yığınların beynine kazınan yanlış kavramlar öyle inatçı, öyle direngendir ki, bunların kısa süreli çabalarla toplumsal bellekten kazınması olanaksızdır. Başka ulusların dinsel aydınlanma deneyimlerinden dersler çıkararak, aydınlanmayı uzun soluklu bir devrim ve çilelerle dolu bir süreç olarak kavramamız gerekiyor. Toplumsal aydınlanmanın geçilmesi zorunlu en önemli evrelerinden biriyse, dinsel düşünce üretiminin ulusallaştırılması ve ulusal dilin olabildiğince özleştirilip sağlığına kavuşturularak yaşamın her alanında egemen kılınmasıdır. Bu kitabında, dil ve din ilişkilerini Müslüman Aydınlanmasının odağına yerleştiren Cengiz Özakıncı, dilin düşünce üretimiyle, dinsel ve toplumsal aydınlanmayla bağlarını gözler önüne sererek, dilimizin bin yıldan bu yana dinsel kaygılarla bozulmuş olmasının, anlama yetimiz ve düşünsel üretimimiz üzerinde nasıl onarılması güç yıkımlara yol açtığını örneklerle gösteriyor ve çözümler öneriyor.
Doğrusu kitap beklntimi karşılamadı. Tekrarlar okuyucuyu bunaltıyor. Konular çok fazla dallandırılıp budaklandırılmış. Türkçe karşılık diye sunulan kelimelerin toplumda karşılık bulup kullanılması pek de kolay değil.Kabul görmesi için önceki kelimeden daha güzel anlamı karşılaması gerek ,aynı zamanda telaffuzunun kolay ve kulağa hoş gelmesi de gerekli …Yazarın Türkçe kelimeler olarak kullanılması gereken kelimelerden birkaçı ;Yükünç kılmak (namaz kılmak ),yükünmek ( secde ),idhi (rab )…Daha birçok kelime örnek verilerek bunların kullanılması konusu işlenmiştir. Kitabın daha doğrusu yazarın bazı görüşlerine katıldığımı ifade etmekle birlikte çoğu görüşlerine katılmadığımı belirtmek isterim. Dilbilgisi konuları çok kapsamlı ve tekrarlı . bu da okuyucuyu sıkıyor.Kısaca kitap beni tatmin etmedi , beklentimi karşılamadı …
Yazar dini terimlerin tamamen Türkçeye tercüme edilmesini öztürkçe sözcüklerin kullanılmasını savunuyor. Yeni bir şeyler öğrenmek isteyenler için güzel faydalı bir kitap. Lakin her yönü ile tavsiye edebileceğim bir kitap değil. Bu konu tarafsız bir araştırma ister. Malesef dinimiz ve dilimiz ideolojik düşüncelerin pençesinde kıvranmakta herkes kendi doğrusunu başkasına dayatma derdinde. Halbuki bende öztürkçenin yabancı kelimelerden arındırılmış halinin dilimize hakim olmasını isterim. Ama bu yaşayan ve konuşulan Türkçemizi bozmaması, fakirlestirmemesi lazım. Şimdi “kalpsiz” ve “yüreksiz” sözcükleri türkçemizde aynı şeyimi ifade eder? Dil her şeyden önce anlamak ve anlaşmak için gereklidir. Ortak Türkçede Arapça ve Farsça kelimeler her Türk lehçesinde aynı ise bu sözcükler türkceleşmişlerdir. Dilimizin zenginliğini gösterir.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
meraklısına tavsiye edeceğim harika bir kitap
Doğrusu kitap beklntimi karşılamadı. Tekrarlar okuyucuyu bunaltıyor. Konular çok fazla dallandırılıp budaklandırılmış. Türkçe karşılık diye sunulan kelimelerin toplumda karşılık bulup kullanılması pek de kolay değil.Kabul görmesi için önceki kelimeden daha güzel anlamı karşılaması gerek ,aynı zamanda telaffuzunun kolay ve kulağa hoş gelmesi de gerekli …Yazarın Türkçe kelimeler olarak kullanılması gereken kelimelerden birkaçı ;Yükünç kılmak (namaz kılmak ),yükünmek ( secde ),idhi (rab )…Daha birçok kelime örnek verilerek bunların kullanılması konusu işlenmiştir. Kitabın daha doğrusu yazarın bazı görüşlerine katıldığımı ifade etmekle birlikte çoğu görüşlerine katılmadığımı belirtmek isterim. Dilbilgisi konuları çok kapsamlı ve tekrarlı . bu da okuyucuyu sıkıyor.Kısaca kitap beni tatmin etmedi , beklentimi karşılamadı …
Kapsamlı bir eser değil ama okunmasını tavsiye ediyorum.
Yazar dini terimlerin tamamen Türkçeye tercüme edilmesini öztürkçe sözcüklerin kullanılmasını savunuyor. Yeni bir şeyler öğrenmek isteyenler için güzel faydalı bir kitap. Lakin her yönü ile tavsiye edebileceğim bir kitap değil. Bu konu tarafsız bir araştırma ister. Malesef dinimiz ve dilimiz ideolojik düşüncelerin pençesinde kıvranmakta herkes kendi doğrusunu başkasına dayatma derdinde. Halbuki bende öztürkçenin yabancı kelimelerden arındırılmış halinin dilimize hakim olmasını isterim. Ama bu yaşayan ve konuşulan Türkçemizi bozmaması, fakirlestirmemesi lazım. Şimdi “kalpsiz” ve “yüreksiz” sözcükleri türkçemizde aynı şeyimi ifade eder? Dil her şeyden önce anlamak ve anlaşmak için gereklidir. Ortak Türkçede Arapça ve Farsça kelimeler her Türk lehçesinde aynı ise bu sözcükler türkceleşmişlerdir. Dilimizin zenginliğini gösterir.
Cengiz Özakıncı’nın bütün kitapları okunmalı ve videoları izlenmeli.Bu kitabı da bir harikaydı.Yaklaşımları elle tutulur.