İlk kez 1912’de Fransa’da Les formes élémentaires de la vie religieuse adıyla basılan bu yapıtında Durkheim, bilim ile ahlak ve din arasında, çoğunlukla kabul edildiği üzere bir karşıtlık bulunmak şöyle dursun, insan etkinliğinin bu iki değişik biçiminin gerçekte tek ve aynı kaynaktan çıktığını, yine ‘dolaylı ve doğrudan kanıtlama’ yönteminin kullanılışının seçkin örneklerini vererek sergilemektedir.
Kesinlikle bir başyapıt. Tekrar okumayı düşünüyorum. Durkheim, dinin ruhçuluk ve doğacılıktan doğmadığını, ilk dinin ongunculuk olduğunu ileri sürdükten sonra dinin ve kutsal şeylerin toplumsallıktan çıktığını, bilimin ve büyünün de din kaynaklı olduğunu savunuyor. Herhangi bir dinin mensubu olun veya olmayın, Tanrı’ya inanın ya da inanmayın, fark etmez, insan bilincinin tarihini ve toplumun kökenlerini anlamak için bu eseri mutlaka okuyun derim.
dini toplumsal bir olgu olarak ele alıp incelediği kitabı. durkheim’a göre din eğer toplumsal tasarımın ürünü ise, (ki kendisi öyle olduğunu düşünüyordu: “din son derece toplumsal bir şeydir” e.d.) her yerde benzer özellikler, benzer pratikler göstermeliydi. bunu kanıtlamak amacıyla da avusturalya yerlilerinin ilkel dinlerini inceledi ve onları bugünün dinleri ile karşılaştırdı. benzerlikler ve farklılıklar üzerinden de kabaca dinin toplumun dinamikleri ile birlikte gelişim gösterdiği sonucunu çıkarır
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Kesinlikle bir başyapıt. Tekrar okumayı düşünüyorum. Durkheim, dinin ruhçuluk ve doğacılıktan doğmadığını, ilk dinin ongunculuk olduğunu ileri sürdükten sonra dinin ve kutsal şeylerin toplumsallıktan çıktığını, bilimin ve büyünün de din kaynaklı olduğunu savunuyor. Herhangi bir dinin mensubu olun veya olmayın, Tanrı’ya inanın ya da inanmayın, fark etmez, insan bilincinin tarihini ve toplumun kökenlerini anlamak için bu eseri mutlaka okuyun derim.
dini toplumsal bir olgu olarak ele alıp incelediği kitabı. durkheim’a göre din eğer toplumsal tasarımın ürünü ise, (ki kendisi öyle olduğunu düşünüyordu: “din son derece toplumsal bir şeydir” e.d.) her yerde benzer özellikler, benzer pratikler göstermeliydi. bunu kanıtlamak amacıyla da avusturalya yerlilerinin ilkel dinlerini inceledi ve onları bugünün dinleri ile karşılaştırdı. benzerlikler ve farklılıklar üzerinden de kabaca dinin toplumun dinamikleri ile birlikte gelişim gösterdiği sonucunu çıkarır
Durkheim’ın katı pozitivist damgası yediği günümüzde bu önyargı üzerine bir daha düşünmemiz gerektiğinin kanıtı bir eser
ufuk açıcı bir kitap herkese tavsiye ediyorum
konusu itibari ile çok kıymetli bir kitaptır