Telif Bildirimi ve Kitap Kaldırma İstekleri İçin
Divan-ı Muhibbi

Kategori: Diğer Dildeki Yayınlar Yazar: Kanuni Sultan Süleyman Yayınevi: Kubbealtı-sahaf

Divan-ı Muhibbi

  • Orijinal Adi: 1098
  • Dil: OSMANLICA
  • Sayfa Sayısı: 236
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
  • Boyut: 18 x 24 cm
  • Diger Ozellik: Basım Yeri ve Tarihi 1308(1891)
Tanıtım Bülteni
Piyasada satışı olmayan bu kitaplar, fotokopiolarak çoğaltılıp, dışına bir karton kapak geçirilmek sureti ile satılmaktadır. Fiyatı fotokopi ücretlerine göre belirlenmektedir.
Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Divan-ı Muhibbi PDF 9.79 MB İndir
Divan-ı Muhibbi EPUB 10.95 MB İndir
Divan-ı Muhibbi MOBI 8.64 MB İndir
Divan-ı Muhibbi ODF 9.22 MB İndir
Divan-ı Muhibbi DJVU 11.52 MB İndir
Divan-ı Muhibbi RAR 7.49 MB İndir
Divan-ı Muhibbi ZIP 6.91 MB İndir

ALTERNATİF İNDİRME LİNKLERİ

Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Divan-ı Muhibbi PDF 9.79 MB İndir

Benzer Kitaplar




Kitap Yorumları - (4 Yorum)


hem Osmanlıca okumalarım için hem de kütüphanem için güzel bir kitap. .


Eski dilde yazılı baskıların çoğaltılması ile oluşturulmuş bir kitap.Önermem açıkcası.Bilseydim sipariş etmezdim.Osmanlıca bilmeyenlere almamalarını tavsiye ederim…


Çar-ha-cı isimli arkadaşım! Yaptığınız yorumdan divan şiirinin dünyasına yeni yeni giriş yaptığınız hatta temel mazmunlardan hiç haberdar olmadığınız anlaşılıyor. Sadece Kanuni değil tüm divan şairleri sevgilinin evini mübarek buldukları için Kabe’ye benzetir. Zahidleri eleştirme bütün divan şairlerinde vardır. Burada zahidden kasıt duygusuz, ham sofudur. Şairler ben rindim, ben aşkla coşmulum o ise hissiz biri demek istiyorlar. 4. suçlamanızı ilahî aşkla nasıl te’vil edemediniz anlayamıyorum. Sevgilinin saçına gelince: Sevgilinin saçı ne renktir?Siyah. İşte o yüzden karalığıyla kafire benzer. Yani kafir gibi karadır. Ayrıca aşıkların gönlünü parçaladığı için zalimliği yönüyle de kafire benzer. Bunlar mazmundur, değişmez. Değiştirdiğiniz zaman bu gelenek şiirinin kurallarına uymamış olursunuz. Sevgilinin kaşının mihrap, evinin Kabe’ye benzetilmesi de mazmundur. Ama sizin mazmundan bile haberiniz yokken nasıl oluyor da bir divan şairini hemen tenkit etmeye kalkıyorsunuz. Bunun için biraz divan şiiri okumanız gerek. Eğer okursanız her divan şairinde buna benzer hatta daha ileri derecede benzetmelerin olduğunu göreceksiniz. Bunlar şiirin kalıplaşmış ifadeleridir. Siz hiçbir birikiminiz olmadan ilk okuduğunuz şaire ithamda bulunursanız koskoca Osmanlı’da bütün şairleri putperest ilan etmek gibi sapıkça bir sonuca ulaşırsınız. Acaba hangimiz Şeyhülislam İbn Kemal, Şeyhülislam Ebussuud Efendi, Şeyhülislam Yahya Efendi, Şeyh Galib, Şeyh Neşati Ahmet Dede kadar dindarız. Bunların hepsi de bahsettiğiniz mazmunlardan faydalanmışlar, bunları söyleyişine araç yapmışlardır. Bu 6 asır süren güçlü bir gelenektir. Mesela şeyhülislam şairler şaraptan da bahseder. Ama şarap aşkın, rindliğin, coşkunluğun başka bir ifadesidir. Böyle anlamaz da tüm şeyhülislamları şarapçı ilan ederseniz büyük bir cehalete düşersiniz. Onun için bir divan şairini tenkit etmeden önce biraz bu şiirin dünyasına girin. Unutmayın, en büyük cahil bilmeyen ama bildiğini sanandır.


Bu Osmanlıca basım divanın tam metni mi bilemiyorum, sayfa sayısı oldukça az, belki de bir seçkidir. Divan-ı Muhibbi’nin tamamı büyük boy 875 sayfa olarak Kültür Bakanlığı tarafından basılmıştı, kütüphanelerde bulunur. Ödünç alıp fotokopisini çektirdim ve okumaya başladım. Eser 2799 gazelden ve başka nazım şekillerinde yazdığı şiirlerden oluşuyor, 30 küsür bin beyitten sözediyoruz. Eserin sadece üçte birini ve o da giderek hızlı bir taramayla okuyabildim, içerdiği itikadi açıdan elfaz-ı küfre giren ifadelerden ötürü de okuduğuma da pişman oldum. Her ne kadar iki oğlunu ve onlardan olan torunlarını boğdurtması ve Koçi bey risalesinde geçtiği üzere Osmanlı’nın gerilemesine yol açan bir takım hatalı uygulamalarına rağmen Kanuni’ye hüsn-ü zan beslerken bu zannım önemli ölçüde zedelendi.Kanuni esasında dindar sayılabilecek bir padişahtır, hükümdarlığının ilk yıllarındaki Molla Kabız olayında gösterdiği hassasiyet ve son yıllarında giderek dindarlaşarak içki yasağı ilan etmesi bunun göstergesidir. Divanına da münacat ve peygamber efendimize medh niteliğinde şiirlerle başlar. Divan edebiyatında da bazen şairlerin şiir adına dinen mahzurlu olmasına bakmadan bir takım tehlikeli ifadelere yer verdiğine şahit oluyoruz ama Kanuni’nin rastladığım ifadeleri “ilahi aşk kastedilmiştir” vs. ile tevil veya “o kadar olur” diye geçiştirme kabul etmeyecek cinsten:1) Eserin okuduğum üçte birinde en az 10 yerde sevgilinin mahallesi veya evi Kabe’ye benzetiliyor, aşıklarının orada kendilerini kurban etmeye geldiklerini (Hac sırasında kurban kesilir ya) yazıyor. Bir şiirinde Mecnun’a sevgiliyi bırakıp Kabe’ye gittiği için Merve (kurbanın asli kesim yeri ki hacda Mina’da kesilir) hakkı için güveninin kalmadığını yazmış.2) Sevgiliye olan hasretine sabredemediği için Eymen vadisine doğru yönelmiş. Eymen vadisi Hz. Musa’nın Allahü Teala ile konuştuğu yerdir.3) Zahidleri sık sık ikiyüzlülükle yeriyor, bir şiirinde sofu ile şarap içmeyi bilmediği için alay edip “gözüne koruk sıksın” demiş.4) Bir şiirinde sevgiliye “sana gönülden köle olanın bütün muradları yerine gelir” diyor.5) Bir şiirinde sevgilinin saçını ateşe tapan Hinduya benzetmiş.6) Bir şiirinde sevgilinin kaşları için mihrap diyor, bir başka şiirinde sevgilinin kaşı üzerine secde ettiğini yazmış.7) Bir şiirinde sevgilinin evine secde ettiği, başka bir yerin Kabe olmadığını yazmış.Ömer Hayyam bazı şiirlerini sevdiğim ama dinen hatalı bir çok şiirlerinden ötürü kendisine kızdığım bir şairdir, ne yazık ki onun böyle şiirlerinin mahzurlarının Kanuni’ninkilerin yanında önemsiz kaldığını görmüş bulunuyorum. Divanı okumak ben de şok etkisi yaptı, Kanuni hakkındaki düşüncelerimin değişmesi bir yana beğendiğim şiirlerin arasında yeralan Kanuni’nin birkaç şiirini de notlarımın arasından çıkardım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*