4 Nisan 1953' te Türkiye' yi derinden etkileyen ve yıllarca gündemden düşmeyen ''Dumlupınar Facia''sını Can Dündar ve M.Ali Birant' la yaptığı onurlu belgesellerden tanıdığımız Bülent Çaplı yazdı.
1953 yılında İsveç bandıralı Naboland adlı yük gemisi ile çarpışan Dumlupınar denizaltımızın hazin öyküsünü belgeler ve fotoğraflar eşliğinde anlatan Bülent Çaplı’ya ve çalışmada emeği geçen herkese teşekkür etmek gerek. Evet, hazin bir tarih… 81 askerimizin şehit olmasına yol açan hüzünlü bir tarih sayfası. Torpido dairesinde mahsur kalan 22 askerimizin kurtarılmaya çalışılması esnasında deniz akıntısının, teknolojik yetersizliklerin dalgıçların ölümü göze alarak giriştiği dalma mücadelesine olumsuz etkilerini okudukça, ölüme yavaş yavaş terk edilen askerlerimize bir ağıtta siz yakacaksınız. Kaza sonrası dava süreci ile sona eren kitapta bir şey dikkatinizi çekecek. Kazadan 5 yıl sonra bir tatbikat adı altında denizaltıyı çıkarmak için girişilen mücadele de işin sonuna gelinmişken “tatbikat bitti” denilerek çalışmalara son verilmesi ve aradan geçen 56 yıldır hala Dumlupınar’ın denizin derinliklerinde bulunması… Bu da ayrı bir hüzün.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
1953 yılında İsveç bandıralı Naboland adlı yük gemisi ile çarpışan Dumlupınar denizaltımızın hazin öyküsünü belgeler ve fotoğraflar eşliğinde anlatan Bülent Çaplı’ya ve çalışmada emeği geçen herkese teşekkür etmek gerek. Evet, hazin bir tarih… 81 askerimizin şehit olmasına yol açan hüzünlü bir tarih sayfası. Torpido dairesinde mahsur kalan 22 askerimizin kurtarılmaya çalışılması esnasında deniz akıntısının, teknolojik yetersizliklerin dalgıçların ölümü göze alarak giriştiği dalma mücadelesine olumsuz etkilerini okudukça, ölüme yavaş yavaş terk edilen askerlerimize bir ağıtta siz yakacaksınız. Kaza sonrası dava süreci ile sona eren kitapta bir şey dikkatinizi çekecek. Kazadan 5 yıl sonra bir tatbikat adı altında denizaltıyı çıkarmak için girişilen mücadele de işin sonuna gelinmişken “tatbikat bitti” denilerek çalışmalara son verilmesi ve aradan geçen 56 yıldır hala Dumlupınar’ın denizin derinliklerinde bulunması… Bu da ayrı bir hüzün.