Aytekin Yılmaz’ın son romanı, hayatla ölüm arasındaki mesafenin kısa olduğu, dava uğruna ölmenin en çok kutsandığı bu coğrafyada bir isyan çığlığı… Kadere, coğrafyaya ve ölümlere karşı bir davet mektubu. “… Hiçbir davayı uğruna ölecek kadar sevmiyorum, ama yaşamı savunan davaların içinde olmak istiyorum.” “Birdenbire boşlukta kaldım. Gidebileceğim, beni kabul edecek bir ailem yoktu. Ernesto gibi başka bir dağa da sığınamazdım, ne onun gibi cesaretim vardı ne de başka dağlara inancım. Güvendiğim bütün dağlara kar yağmıştı. Bir kitapta okumuştum, güvendiğiniz dağlara kar yağdığında, dağlarla karları baş başa bırakın diyordu. Ben de öyle yaptım, herkesi kendi dağıyla baş başa bıraktım.”
DAĞLAR BİZİM DEĞİLDİR.
Ernesto Heja Kevir’in “Dağlar bizim değildir” derken şimdi benim de doğrularında kuşku duymadığım bir gerçeği dile getiriyordu. Ok yayadan çıktı bence. Dağları savaş üssü olarak düşünen herkesin bunu düşünmesi gerekir. “Dağlar bizimdir!” diyen soğuk savaş döneminin aklı, başka ülkelerde yavaş yavaş son buluyor. Bizde de son bulmalıdır. Dağlar gerçek sahiplerine bırakılmalıdır. İnsanlar kendi kavgalarına, vahşetlerine hayvanları ortak etmemelidir. Dağlar özgür bırakılmalıdır. Hayvanların yuvaları olan dağlar insanların hak arama yeri olmamalıdır. Savaşta insan neye karşıysa onu yapıyor.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
DAĞLAR BİZİM DEĞİLDİR.
Ernesto Heja Kevir’in “Dağlar bizim değildir” derken şimdi benim de doğrularında kuşku duymadığım bir gerçeği dile getiriyordu. Ok yayadan çıktı bence. Dağları savaş üssü olarak düşünen herkesin bunu düşünmesi gerekir. “Dağlar bizimdir!” diyen soğuk savaş döneminin aklı, başka ülkelerde yavaş yavaş son buluyor. Bizde de son bulmalıdır. Dağlar gerçek sahiplerine bırakılmalıdır. İnsanlar kendi kavgalarına, vahşetlerine hayvanları ortak etmemelidir. Dağlar özgür bırakılmalıdır. Hayvanların yuvaları olan dağlar insanların hak arama yeri olmamalıdır. Savaşta insan neye karşıysa onu yapıyor.