Tarihin erken devirlerinden itibaren, her iki yakasında da yerleşimin hem de bilinen en eski su geçiş yollarından birisi olması hasebi ile İranlıların deyimi ile Fars; Araplara göre Arap ve nihayet Osmanlıların isimlendirmesi ile Basra Körfezi, daima bir cazibe merkezi olagelmiştir. İnsanoğlunun tabiatında olan güzel mekana sahip olma, kaynakları kontrol etme dürtüsü ile yaşanan mahalli çekişmelerden öte bölge sürekli dış tehditlere ve rekabete de açık olmuştur.Elinizdeki bu çalışma geç tarihte hem dünyanın ve hem de Osmanlı Devleti’nin gündemine giren Basra Körfezi’ndeki Fav Telgrafhanesi ve onun etrafında gelişen bir dizi olayın nasıl bir idareye buradan da çekişmeye ve nihayet diplomasi kavgasına dönüştüğünü belgelerin dilinden aktarmaktadır. Meseleye –bugün daha çok ihtiyaç duyulan- Osmanlı zaviyesinden bakan araştırmacı, zaman zaman belgeleri içselleştirerek kendisini de o mücadelenin bir parçası olarak görse de ortaya koyduğu bu eseri, önemli bir boşluğu doldurmaya adaydır.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)