"Geçmiş, Bir Zamandı", 12 Eylül 1980 öncesi Türkiyesi'ne çok geniş bir bakış açısından, birbirine uzak coğrafya ve kimliklerden yola çıkarak ulaşan bir "dönem romanı" ...Odönem ve sonrasının siyasal karmaşasında adı çok anılacak bir aileye ait biyografik öğelerin de geniş yer tuttuğu , Ankara varoşlarındaki devrimci mücadeleden Kuzeydoğu Anadolu'daki bir doğa koruma kavgasına uzanan geniş bir imgelem dünyası, hikayenin ana dokusunu oluşturuyor.Kurtuluş Savaşı öncesindeki halklar arasındaki çatışmaların, yitip gitmekte olan pastoral bir yaşama ait folklorik renklerin katıldığı , günümüze kadar uzanmış siyasal tartışmaların yan yana, karşı karşıya konduğu romanda, zaman ve uzam içindeki sıçramalarla belki de yarım yüzyıllık bir kültür-coğrafya orkestralaşması sağlanıyor.Hem destansı, hem lirik, hem de idilleri andıran dil özelliklerini, on beş yılı taşmış yazım sürecindeki dil değişimini duyumsatacak güçlü ve özgün bir biçem... Çok sesli, çok renkli,bir çırpıda okunup bitirildiğinde bile geride kendini hep anımsatacak derin bir tortu bırakan bir yapıt, "Geçmiş , Bir Zamandı" ...
Ardahan’da görev yapan birisi olarak bu mekanı konu edinmiş bu romandan gerçekten keyif aldığımı yazabilirim. Ardahan, Ölçek, Gölebert (Çamlıçatak), Taşlıdere Köyleri… Romanda sosyal içerikli çeşitli mesajların olduğu görülüyor. Özellikle okuyan, araştıran, inceleyen, sorgulayan insanların örnek gösterilmesi ne kadar güzel! Hiçbir düşüncenin sorgulanmadan, sürü mantığıyla kabullenilmesi tavsiye edilmiyor. Eksikleri veya yanlışları yok mu? Var mutlaka ve bunların başında mütedeyyin insanları anlamaya pek gayret gösterilmemesi geliyor. Dinî objelerin ve kişilerin hemen olumsuz manada ele alınması pek gerçekçi olmamış. O kesimin de sağlıklı bir değerlendirmeyi hak ettiğini düşünüyorum. Geri kalan hususları okuyarak öğrenin.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Ardahan’da görev yapan birisi olarak bu mekanı konu edinmiş bu romandan gerçekten keyif aldığımı yazabilirim. Ardahan, Ölçek, Gölebert (Çamlıçatak), Taşlıdere Köyleri… Romanda sosyal içerikli çeşitli mesajların olduğu görülüyor. Özellikle okuyan, araştıran, inceleyen, sorgulayan insanların örnek gösterilmesi ne kadar güzel! Hiçbir düşüncenin sorgulanmadan, sürü mantığıyla kabullenilmesi tavsiye edilmiyor. Eksikleri veya yanlışları yok mu? Var mutlaka ve bunların başında mütedeyyin insanları anlamaya pek gayret gösterilmemesi geliyor. Dinî objelerin ve kişilerin hemen olumsuz manada ele alınması pek gerçekçi olmamış. O kesimin de sağlıklı bir değerlendirmeyi hak ettiğini düşünüyorum. Geri kalan hususları okuyarak öğrenin.