"Osmanlı'yı da, Birinci Cihan Savaşı'nı da, Milli Mücadele'yi de, görmüş, Fransa'da Doğu Dilleri Okulu'nda okumuş, Padişah Abdülhamit'in Berlin Büyükelçisi Sadullah Paşa'nın gelini, Viyana Büyükelçisi Nusret Sadullah Bey'in eşi, Beylerbeyi'ndeki yalının son temsilcisi..."Münevver Ayaşlı, "Geniş Ufuklara ve Yabancı İklimlere Doğru"da kendi kişisel tarihini yazarken yine Osmanlı'nın son dönem, Cumhuriyet'in ilk dönem tarihine tanıklık ediyor. Çocukluğundan başlatarak eşi Nusret Sadullah Ayaşlı'nın vefat tarihi olan 12 Aralık 1944'e kadar kronolojik bir sıra gözetmeden zaman, mekan ve insan üçgeninde geliştiriyor anlatımını. Tarih kitaplarının kuru ve yavan sayfalarında bulamayacağınız ayrıntılara yer veriyor. Geniş ufuklara ve yabancı iklimlere doğru bir yolculuğa davet ediyor okuyucusunu...
Münevver Ayaşlı’nın İstanbul ayrılışı ile başlayan ve Suriye ve Lübnan’da devam eden ve I. Dünya Savaşı öncesi, sırası ve sonrasına denk gelen ve devamında geçiş dönemine karşılık gelen hatıraları eserde yer almaktadır. Başkent Ankara’nın ilk yıllarına dair önemli anekdotlara eserde rastlanmaktadır. Eserin üslup bakımından temeyyüz eden pek bir özelliği bulunmamakla birlikte geçiş dönemini, kişilerini ve olaylarını ele alması bakımından önem arz etmektedir. Bazen hiç ummadığınız yerden sizi başka yerlere götürebilme imkânı vardır hatıraların. Sonradan yayımlanmayan Hüseyin Kazım Kadri’nin Büyük Türk Lügati ile laf arasında karşılaşabilirsiniz. Bununla birlikte tanık olunmadığı hâlde duyulan hadiselerin anlatıldığı konulara ihtiyatlı yaklaşmak gerekir.
Anı türünde bir eser.İçinde o döneme ait bilgiler mevcut.Balkanlardan İstanbul’a uzanan bir hayat içinde yaşananlar anlatılmış.Kitabı okurken internetten merak ettiklerinizi araştırıyorsunuz.Yeni nesil bence okumalı.Aristokrat bir kesmin olduğunu gördüğünüz noktalarda şaşırıyor bazen de üzülüyorsunuz.Farklı bir bakış açısı bazı şeyleri ilk defa öğrenebilirsiniz.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Münevver Ayaşlı’nın İstanbul ayrılışı ile başlayan ve Suriye ve Lübnan’da devam eden ve I. Dünya Savaşı öncesi, sırası ve sonrasına denk gelen ve devamında geçiş dönemine karşılık gelen hatıraları eserde yer almaktadır. Başkent Ankara’nın ilk yıllarına dair önemli anekdotlara eserde rastlanmaktadır. Eserin üslup bakımından temeyyüz eden pek bir özelliği bulunmamakla birlikte geçiş dönemini, kişilerini ve olaylarını ele alması bakımından önem arz etmektedir. Bazen hiç ummadığınız yerden sizi başka yerlere götürebilme imkânı vardır hatıraların. Sonradan yayımlanmayan Hüseyin Kazım Kadri’nin Büyük Türk Lügati ile laf arasında karşılaşabilirsiniz. Bununla birlikte tanık olunmadığı hâlde duyulan hadiselerin anlatıldığı konulara ihtiyatlı yaklaşmak gerekir.
bir osmanlı aristokratının gözünden eski zamanlar….
İki rejimi de gören birinden tarihi dinlemek çok farklı.
İçinde yakın tarihe ait çok önemli hatıralar var.
Anı türünde bir eser.İçinde o döneme ait bilgiler mevcut.Balkanlardan İstanbul’a uzanan bir hayat içinde yaşananlar anlatılmış.Kitabı okurken internetten merak ettiklerinizi araştırıyorsunuz.Yeni nesil bence okumalı.Aristokrat bir kesmin olduğunu gördüğünüz noktalarda şaşırıyor bazen de üzülüyorsunuz.Farklı bir bakış açısı bazı şeyleri ilk defa öğrenebilirsiniz.