“Topukluları çıkarıp da ayağıma yürüyüş ayakkabılarımı geçirdikten sonra değişti her şey. Tersinden bir Külkedisi masalı belki de bu.” Irmak Zileli, kadınlığı da erkekliği de birer insanlık hali olarak ele alıyor; parçalarına ayırıp onları yeniden ve yeniden keşfetmemizi sağlıyor. Bizi, insanın insan karşısında olduğu kadar, doğa karşısındaki kibriyle de yüz yüze getiriyor. Bir yanda, bir erkeğin dört duvar arasında, aynadaki yansımasıyla karşılaşmaya dayanamayıp parçalanışına tanık oluyoruz. Bir yanda ise başkalarının hikâyelerinde kendi hikâyesini yeniden kuran bir kadının yürüyüşüne. Bir sabah, korunaklı dünyasından vazgeçen Leylâ, şehrin sokaklarında plansızca yürümeye başlar ve merkezden uzaklaştıkça dışlanmışların hayatına karışır; bildiğini sandığı, emin olduğu doğrular giderek puslanır... Eşik ve Gözlerini Kaçırma romanlarıyla tanıdığımız Irmak Zileli, edebiyattaki yürüyüşünü daha önce girmediği sokakları keşfederek sürdürüyor.
Leyla yürüdükçe Fikret,Gezgin,Aslı ve diğerlerinin de hikayelerini dinliyoruz.Okuması ağır ama yorucu değil.belki cümlelerin birikimidir bu ağırlığın nedeni..sokaklar ve yaşanmışlıklar ise okuyucunun üstüne siniyor.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Yazarla tanıştığım ve bu hikayeye konuk olduğum okuduğum için iyi ki diyorum.sonra diğer kitaplarını da okumak isteyeceksiniz.
Leyla yürüdükçe Fikret,Gezgin,Aslı ve diğerlerinin de hikayelerini dinliyoruz.Okuması ağır ama yorucu değil.belki cümlelerin birikimidir bu ağırlığın nedeni..sokaklar ve yaşanmışlıklar ise okuyucunun üstüne siniyor.
İlk kez Irmak Zileli okudum, hem sürüklerken hem düşündüren bir eserdi. Tavsiye ederim
Böyle farklı bir kitap okumak istiyorsanız mutlaka alın. Sıradan değil, biraz dolandıran ve merak uyandıran,biraz da psikolojik bir kitap.
Yazarın ilk okuduğum kitabı.Kitabin ana karakterleri olan Fikret ve Leyla çifti. Birgün Leyla’nin ortadan kaybolması ve sonrasında yaşananlar…