Milan Kundera'nın Fransa'ya göçtükten sonra orada yazdığı ilk roman. Bir kahvede servis yapan güzel göçmen kızı Tamina, hiçbir şeyin, hiç kimsenin yerini tutamayacağı ölmüş kocasının anısının giderek bulanıklaşmasına karşı umutsuz bir savaş veriyor. Onun öyküsü, bu kitabın iki temel gerçeğini yansıtıyor: Çekoslovakya'da yaşanan trajik deney (yani ünlü Prag Baharı, ardından Sovyet işgali) ve Batı'daki yaşam. Kundera, kuşkulu bir bakışla dolaşıyor bu gerçekler üzerinde. Kitabın, birbirinden bağımsız görünen yedi bölümü, bir yolculuğun aşamaları gibi birbirini izliyor. Aynı durumlar, aynı sorular, müzikteki kreşendo gibi bir tek görüntüde birleşiyorlar. Mizah, yoğun bir hüzünle birlikte gelişiyor. Her an gülünç bir pantomime dönüşebilecek erotizmin incinebilirliği ve bunun getirdiği şaşkınlık. Ve sonuna doğru bir koşuya dönüşen tarih; unutuşun tanrılarına adanmış, yazarın ve ülkesinin kaderi konusunda düşünceler, düşünceler.
Milan Kundera’nın en sevdiğim kitaplarından biri. Kitap öykülerden oluşuyor. Genellikle her kitabında bilinmedik bir kavrama değiniyor. Bu kitabında ‘Litost’ kavramına değinmiş.Özellikle Varoluşçu yaklaşımdan hoşlanan okurlara öneririm.
Roman Sanatı’nda VDH ile birlikte en çok andığı romanlarından biri de Gülüşün ve Unutuşun Kitabı idi. Kendisi pek açığa vurmasa da psikanalizin, Freudyen yaklaşımın büyük bir ağırlığı var eserlerinde. Üslubundaki rahatlıktır bana göre onu okumamdaki başlıca sebep.
Gülüşün ve Unutuşun Kitabı “Roman, bir insan hayalinin ürünüdür. Başkasını anlayabilme hayali” diyen Milan Kundera’nın bu hayalini kovaladığı eserlerinden biri.
1968 yılı Çekler için unutulması güç anılarla dolu olmalı; özgürlük ve reform vaadleriyle iktidara gelen Dubçek’le başlayan Prag Baharı, devamında Rusya’nın ülkeyi işgali, işgale karşı duruş sergileyen pek çok kişinin işkencelere maruz kalması ya da ülkeyi terk etmek zorunda bırakılması. Ve bu sıkıntılı süreçte Fransa’ya yerleşir Kundera, Gülüşün ve Unutuşun Kitabı yayınlandıktan kısa süre sonra da yurttaşlıktan çıkarılır.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Kurgu edebiyatı çok sevmeme karşın kunderanin dilini anlatımını konuyu işleme biçimini çok güçlü buluyorum keyifle okudum
Milan Kundera’nın en sevdiğim kitaplarından biri. Kitap öykülerden oluşuyor. Genellikle her kitabında bilinmedik bir kavrama değiniyor. Bu kitabında ‘Litost’ kavramına değinmiş.Özellikle Varoluşçu yaklaşımdan hoşlanan okurlara öneririm.
Milan kunderayı sadece psikolojik analiz ve çözümlemelerinden ötürü bile okurum.
Roman Sanatı’nda VDH ile birlikte en çok andığı romanlarından biri de Gülüşün ve Unutuşun Kitabı idi. Kendisi pek açığa vurmasa da psikanalizin, Freudyen yaklaşımın büyük bir ağırlığı var eserlerinde. Üslubundaki rahatlıktır bana göre onu okumamdaki başlıca sebep.
Gülüşün ve Unutuşun Kitabı “Roman, bir insan hayalinin ürünüdür. Başkasını anlayabilme hayali” diyen Milan Kundera’nın bu hayalini kovaladığı eserlerinden biri.
1968 yılı Çekler için unutulması güç anılarla dolu olmalı; özgürlük ve reform vaadleriyle iktidara gelen Dubçek’le başlayan Prag Baharı, devamında Rusya’nın ülkeyi işgali, işgale karşı duruş sergileyen pek çok kişinin işkencelere maruz kalması ya da ülkeyi terk etmek zorunda bırakılması. Ve bu sıkıntılı süreçte Fransa’ya yerleşir Kundera, Gülüşün ve Unutuşun Kitabı yayınlandıktan kısa süre sonra da yurttaşlıktan çıkarılır.