Okuma yazma oranının artması yanında televizyon ve gazetelerin dağ köylerine kadar nüfuz etmesi, Türkçenin mahalli kelime hazinelerini ve şivelerini giderek daha fazla etkiliyor, törpülüyor. Şimdi yaşları 40-50 civarında olan nesil önümüzdeki çeyrek yüzyıl içinde bu dünyadan el-etek çektiklerinde sadece kendilerini değil birçok mahalli kelime ve deyimi de belki bir daha tedavüle girmeyecek şekilde yanlarına alıp götürecekler. TDK'nun muhalled Derleme Sözlüğü başta olmak üzere birçok derleme ve folklor çalışması yapılmış olmakla beraber kaybolup gitmekte olanlara nazaran bunların yetersizliği açık olsa gerektir. Kaybolup giden sadece kelimeler değil aynı zamanda bir zihniyet dünyası, bir yaşama tarzıdır. Güneyce/Rize Sözlüğü, bir doğu Karadeniz köyünün hafızası ve natıkası ne kadar satırlara dökülebilirse o kadarını tesbit ve şerhetmeye dönük bir çalışmadır.Sözlüğün ikinci baskısı kelime sayısı olarak üçte bir, hacim olarak ise yüzde elli oranında arttı, genişledi. Ayrıca bu baskıda kelimelerle alakalı olarak belge niteliğinde bin civarında fotoğraf kullanıldı.
Rizeliyim ama Güneyceli değil. Yine de bizim oralarda kullanılan kelimelerin çoğu var kitapta. Memleketi Rize ve civarına dayananlar için; büyüklerimizin kullandığı ve artık onlar bu dünyadan gittikçe daha az duyar olacağımız kelimeleri, deyimleri elimizin altında tutmayı sağlayacak bu kitap. O açıdan çok değerli.Bir eleştiri; verilen kelimelerin epeyce bir bölümü, o yöreye ait türkçede olmayan farklı kelimelerden ziyade, zaten türkçe olan ve türkçe söyleyişe çok benzeyen kelimelere ait. Bunlara yer verilmese de olurdu diye düşünüyorum, gereksiz yere kitabın hacmini genişletmiş oldular. Ya da son kısımda, anlamları zaten türkçede aynı olduğu için, anlamları verilmeden liste şeklinde verilebilirdi.
Kitap,Rize’nin Güneyce adlı bir nahiyesinin adını taşıyor.Güneyce bir nahiye olduğu için şu an ona bağlı köyler yok.Çok evvelden Güneyce ilçe idi belki de Osmanlı döneminde,sonradan İkizdere kuruldu ve ilçe oldu.Köyler de bu yeni ilçeye bağlanmış oldu.Güneyce,Trabzon rize sınırından yukarı doğru çıkıldığında 30 km kadar ilerde bulunuyor.Benim babam da Güneyce doğumlu olduğu için hemen her sene giderim,yani memleketimiz.Yazarda Güneyce doğumlu yani hemşerim oluyor.Yazar bölgenin dilini bir ufak sözlükte toplamak istemiş ve kısmende başarılı olmuş diyebiliriz.Aslında ben bu çalışmayı tam olarak yeterli gördüğümü söyleyemem.Keşke kelimelerin manalarını verirken bazı etimolojik açıklamalar yapmış olsaydı çok iyi olurdu.Ayrıca bölgede çok fazla sayıda rumca kelime de kullanılmaktadır.Bu kelimelerin hangi dillerden olduklarını da tespit edip yazmış olsaydı Aliyy-ül ala olurdu.Kitapta ayrıca bölgeye ait bilmeceler ve “atma türkü” diye tabir edilen şiir metinleride var.Kitabı alınca o şiir metinlerinden büyükanneme okudum.Ben başlayınca o gerisini getiriyordu.Sizin anlayacağınız çoçukluğunda ezberlemiş olduğu bu şiir metinleri hala aklında.Bir iki örneği aşağıya alıyorum.Dereye bal kabağıYuzun altun tabağıCozun çor olsun horozNe tez ettun sabahıKaşlarun kara idiCozlerun ala idiO senun cuzelluğunBaşuma bela idiOy başum ağuriyihastami olacağumCormişim rüyasiniYardan ayrilacağum
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Rizeliyim ama Güneyceli değil. Yine de bizim oralarda kullanılan kelimelerin çoğu var kitapta. Memleketi Rize ve civarına dayananlar için; büyüklerimizin kullandığı ve artık onlar bu dünyadan gittikçe daha az duyar olacağımız kelimeleri, deyimleri elimizin altında tutmayı sağlayacak bu kitap. O açıdan çok değerli.Bir eleştiri; verilen kelimelerin epeyce bir bölümü, o yöreye ait türkçede olmayan farklı kelimelerden ziyade, zaten türkçe olan ve türkçe söyleyişe çok benzeyen kelimelere ait. Bunlara yer verilmese de olurdu diye düşünüyorum, gereksiz yere kitabın hacmini genişletmiş oldular. Ya da son kısımda, anlamları zaten türkçede aynı olduğu için, anlamları verilmeden liste şeklinde verilebilirdi.
Kitap,Rize’nin Güneyce adlı bir nahiyesinin adını taşıyor.Güneyce bir nahiye olduğu için şu an ona bağlı köyler yok.Çok evvelden Güneyce ilçe idi belki de Osmanlı döneminde,sonradan İkizdere kuruldu ve ilçe oldu.Köyler de bu yeni ilçeye bağlanmış oldu.Güneyce,Trabzon rize sınırından yukarı doğru çıkıldığında 30 km kadar ilerde bulunuyor.Benim babam da Güneyce doğumlu olduğu için hemen her sene giderim,yani memleketimiz.Yazarda Güneyce doğumlu yani hemşerim oluyor.Yazar bölgenin dilini bir ufak sözlükte toplamak istemiş ve kısmende başarılı olmuş diyebiliriz.Aslında ben bu çalışmayı tam olarak yeterli gördüğümü söyleyemem.Keşke kelimelerin manalarını verirken bazı etimolojik açıklamalar yapmış olsaydı çok iyi olurdu.Ayrıca bölgede çok fazla sayıda rumca kelime de kullanılmaktadır.Bu kelimelerin hangi dillerden olduklarını da tespit edip yazmış olsaydı Aliyy-ül ala olurdu.Kitapta ayrıca bölgeye ait bilmeceler ve “atma türkü” diye tabir edilen şiir metinleride var.Kitabı alınca o şiir metinlerinden büyükanneme okudum.Ben başlayınca o gerisini getiriyordu.Sizin anlayacağınız çoçukluğunda ezberlemiş olduğu bu şiir metinleri hala aklında.Bir iki örneği aşağıya alıyorum.Dereye bal kabağıYuzun altun tabağıCozun çor olsun horozNe tez ettun sabahıKaşlarun kara idiCozlerun ala idiO senun cuzelluğunBaşuma bela idiOy başum ağuriyihastami olacağumCormişim rüyasiniYardan ayrilacağum