“Gurbet Yolcusu”, doğup batanların –fanilerin- insan ruhundaki sıla hasretini dindiremediğine bilakis özlemi daha da artırdığına işaret eden 19 hikâyeden oluşuyor.Arif Akpınar, Mevlana’nın “Gel ey ki, canım cemalini gözlemede, gönül ayrılığın derdiyle feryat etmede” inleyişini duyururken okuruna, her bir hikâye de gurbetin sılaya, sılanın gurbete hicretini de aktarıyor aynı zamanda.Marifet; gitmeden kalıcı olanı bulmak ve elveda derken merhaba sırrına ermek. Geçip giderken bizden bir iz ve kendi rengimizden bir renk katabilmek için hayata “Gurbet Yolcusu”ndan dinleyeceğimiz çok şey var.“Bugün benim doğum günüm. Biraz daha uzadı ömür. Bir hüzünlü telaştayım.”
Kitap kısa hikâyelerden oluşuyor. Yazarın sıcak ve samimi bir anlatımı var. Geleneksel ve tasavvufi anlayışla oluşturulmuş, ders çıkarılacak hikâyeler çoğunlukta. “Ne Olursan Ol”, “Bir İyilik Bin Can Kurtarır”, “Ölüm Nasihattir”, “Ömrün Halleri”, “Aklını Helal Et” ve “Kuru Kenger” hikâyeleri özellikle zikredilmeli.“Ölünün gözü nasıl cana bakarsa insan da gözünü lâmekân âlemine çevirmeli, aklını başına almalı. Çaresiz bir dert yoktur ancak ölüm de bir çaredir kimi zaman. Varlık âlemi çarelerle doludur da Allah, bir pencere açmadıkça yine çare yok! Bu cihan, cihetsiz lâmekân âleminden meydana gelmiş, bu cihana lâmekân âleminden bir mekân verilmiştir. Allah’ı candan-gönülden sevmek, varlıktan yokluğa dönmek gerek. Ölümü, bir ‘Yusuf’ gören, canını feda eder; kurt olarak görense yolunu sapıtır! Ölümü dahi Yusuf görmek lazım… Dostlar, herkesin ölümü kendi rengincedir. Düşmana düşmandır, dosta dosttur ölüm!” (s. 55) “Ölüm Nasihattir” hikâyesinden.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
çok güzel akıcı kısa hikayelerden oluşan güzel bir eser.
Kitap kısa hikâyelerden oluşuyor. Yazarın sıcak ve samimi bir anlatımı var. Geleneksel ve tasavvufi anlayışla oluşturulmuş, ders çıkarılacak hikâyeler çoğunlukta. “Ne Olursan Ol”, “Bir İyilik Bin Can Kurtarır”, “Ölüm Nasihattir”, “Ömrün Halleri”, “Aklını Helal Et” ve “Kuru Kenger” hikâyeleri özellikle zikredilmeli.“Ölünün gözü nasıl cana bakarsa insan da gözünü lâmekân âlemine çevirmeli, aklını başına almalı. Çaresiz bir dert yoktur ancak ölüm de bir çaredir kimi zaman. Varlık âlemi çarelerle doludur da Allah, bir pencere açmadıkça yine çare yok! Bu cihan, cihetsiz lâmekân âleminden meydana gelmiş, bu cihana lâmekân âleminden bir mekân verilmiştir. Allah’ı candan-gönülden sevmek, varlıktan yokluğa dönmek gerek. Ölümü, bir ‘Yusuf’ gören, canını feda eder; kurt olarak görense yolunu sapıtır! Ölümü dahi Yusuf görmek lazım… Dostlar, herkesin ölümü kendi rengincedir. Düşmana düşmandır, dosta dosttur ölüm!” (s. 55) “Ölüm Nasihattir” hikâyesinden.