Yıkık dökük bir mazinin ortada bıraktığı yaralı bir adamlaen az kendisi kadar yaralı olan bir kadının paramparçasevda hikâyesi bu. Hayallerini asmış bir kadının, yenidendüşlere tutunuş hikâyesi bu. Hercai bir adamın,meftuna dönüş hikâyesi…Ne bir veda sözcüğü ne de haklı bir isyan. Hiçbir şey,onu sevmemeye yemin ettiği adamın karşısındagüçlü tutamamıştı.Dudaklardan dökülen her serzenişkarşısında ördüğü duvarları biraz daha yıksa da, onubir daha affetmeyeceğine dair büyük bir yemini vardı.Asla boyun eğmeyecekti, ihanetini unutmayacak, o adamıyeniden sevmeyecekti. Olmamıştı... Yeminlerini bozduran,karanlık bir gecede ellerinden tutan, onu düşürenadamdan başkası değildi.Yaralıydı. Lakin o adam daha yaralıydı.Seviyordu. Lakin o adam daha çok seviyordu.“Dinle,” diyordu yürek yakan bakışlarını kuzguni harelereemanet ederken. “Dinle ki anla öldüğümü, seni öldürdüğümü sandığım her yerden! Sen sadece bir bıçaktın. Bense o bıçağın düşmanıma değil, kalbime saplanacağını hesaba katamayan bir zavallıydım...”
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Hercai’nin meftun’a dönüşü. Fena değildi
Birinci kitap kadar değildi ama güzel
Birinci kitabıda begenmemiştim bunuda begendimi söyleyemem
İlk kitap kadar olmasa da güzeldi
1. kitap kadar beğenmesem de sonunu merak ettiğim için okudum.