Yılmaz Güney’in 1972-74 yıllarında Selimiye Cezaevi’ndeki deneyimlerinden yola çıkarak kaleme aldığı Selimiye Üçlemesi’nin ilk kitabı Hücrem, aynı zamanda onun sanat anlayışını gösteren bir manifesto niteliğinde. “Amacım, gelişigüzel hikâyeler, romanlar yazmak değildir. Açıklanmasını zorunlu gördüğüm toplumsal, siyasal olayların yazılması, hayatın diğer alanlarında yaşayan ürünlerle kaynaştırılması, sınıf mücadelesinin yükselişine, yaygınlaşmasına, derinleşmesine katkıda bulunarak, toplumsal oluşum içinde devrimci düşünceye yeni boyutlar, etkinlikler kazandırarak yeni sentezlere vardırılmasıdır…”
Bu kitabı okumakla bir kitabı okumuş olmazsınız. Bir hayat yaşarsınız diyebilirim. Yazarın anlatımı özellikle çok içten, samimi ve bir o kadar da akıcı. Genel olarak yaşanmışlıklar üzerinden ilerleyen bir kitap kimi yerde anılar kimi yerde kısa öyküler olarak ilerleyen bir eser.
“ hiç bir zaman kimsenin atı olmadım, lakin at olmaktan da kurtulamadım. “
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Yılmaz Güney’i tanımaya başlıyorsunuz, samimi, içten akıcı bir anlatım.İlk kitabı beğendim seri devam ediyor.
Bu kitabı okumakla bir kitabı okumuş olmazsınız. Bir hayat yaşarsınız diyebilirim. Yazarın anlatımı özellikle çok içten, samimi ve bir o kadar da akıcı. Genel olarak yaşanmışlıklar üzerinden ilerleyen bir kitap kimi yerde anılar kimi yerde kısa öyküler olarak ilerleyen bir eser.
“ hiç bir zaman kimsenin atı olmadım, lakin at olmaktan da kurtulamadım. “
Yılmaz Güney’in cezaevi günlerini anlattığı kitabı…
Yılmaz Güney’in yaşam anlayışını gösteren güzel bir kitap. Tavsiye ederim.
Oturup düşünmemiz gerekiyor epmati yapmamız gerekiyor. Çirkin kral’ın usta işi üçlemesinin başlangıcı