Kapalı rejimlerde muhaliflerin tasfiyesi mukadderdir; İttihat ve Terakki Fırkasının ünlü maliye vekili Cavit Bey'de -Türkiye Cumhuriyetinin değil- Cumhuriyete sahip çıkanların muhalifi iid ve tasfiye edildi.Cavit Bey'in suçu varmıydı, yokmuydu? Bu ikinci derecede bir konudur. Kapalı rejimler, siyasi hesaplaşmalardan kurtulamazlar! Mustafa Kemal Atatürk rejime imzasını atmıştı; yapmayı tasarladığı işler vardı; İttihatçılar kendisini desteklemeyeceklerin belli etmişlerdi. Tam bu sırada, bir de 'Suikast Tertibi' ortaya çıkarılmıştı. Suikastıdüzenleyenler, hem ittihatçı idi, hem de ittihatçıların Büyük Ada toplandılarına katılmışlardı. Burada hemen Kapalı rejim yasaları işlemiş, 'Suikast' hareketine katılsın, katılmasın hemen bütün ittihatçılar, bu vesile ile tasfiye edilmiştir. Cevit Bey bunlardan biridir. Bu kitapta bu dramın ayrıntılarını okuyacaksınız! Cavit Bey'in zindandan eşine gönderdiği bu mektupların hiç biri, gününde eşine ulaşmış değildir! Ancak asıldıktan sonra -bazı eşyaları ile birlikte- ailesine tesil edilmiştir. Cavit Bey, Avrupa ölçüsünde tanınmış yüksek dereceli bir masondu. Masonluğu, kendsini kapalı rejimin pençesinden kurtarmaya yetmemişti.
1926’da Atatürk’e suikast girişimini anlatan bu inceleme diğer bir çok incelemeye nazaran daha objektif bak mış olaya. Çünkü idam edilen Cavid Bey eşi Aliye hanım’a suçsuzluğunu haykırıyor mektuplarında insanın içini acıtasıya. Ama gerek Tek Adam Atatürk ve gerekse onun insan eti yiyen rejimi Kemalizm için suçsuz olması bir anlam ifade etmiyor. İşin enteresan tarafı suçsuz olan sadece Cavid Bey’de değildir. Ayıcı Arif, Canpolat ve diğerleri. Bir de olayın şu yönü vardır. İzmir suikastı muhalefeti ortadan kaldırmak için bir oyundan başka birşey değildir ama nedense konuyla ilgili eserler yazan yazarların çoğu nedense Karabekir’in hükümetin adamı olan Sarı Efe’ye ilişkin İstiklal mahkemesi’ne verdiği yazılı savunmadan sözetmezler ve nedense İzmir Suikastı’nın İttihat Terakki, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve 2.grup muhalif mebusları tasfiye etmek için bir bahane olduğuna da değinmezler.İzmir Suikastı olayına Erik Jan Zürcher ve Lord Kinross gibi yabancı yazarların Türk yazaralara bakarak (U.Mumcu’da dahil) daha tarafsız bakmaları şahsen beni rahatsız ediyor ve tarafsız gazetecilik ve insanlık adına utanıyorum:((((
Cavit Bey, Osmanlı’nın son maliye bakanı ve İttihat ve Terakki’partisinin önde gelen liderlerindendi. Cumhuriyet’ten sonra Mustafa Kemal’e biat etmeyen tüm İttihat ve Terakki’liler gibi o da “İzmir Suikasti” bahanesi ile tutuklandı, mahkum edildi ve idam edildi, diğer binlercesi gibi. İşte bu kitap Cavit Bey’in tutukluluğundan idamına kadar geçen 67 günlük sürede hergün eşi Aliye Hanım’a yazdığı mektuplardan oluşan, ve böylece onun ruh ve kişiliğini yansıtan bir kitap. Kitabın sonunda savcının kendisi hakkındaki iddianamesi, sorgulanması ve savunması da konmuş. Eşssiz bir belgesel olmuş. Nerelerden geldik diye merak eden herkes mutlaka okumalı.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
1926’da Atatürk’e suikast girişimini anlatan bu inceleme diğer bir çok incelemeye nazaran daha objektif bak mış olaya. Çünkü idam edilen Cavid Bey eşi Aliye hanım’a suçsuzluğunu haykırıyor mektuplarında insanın içini acıtasıya. Ama gerek Tek Adam Atatürk ve gerekse onun insan eti yiyen rejimi Kemalizm için suçsuz olması bir anlam ifade etmiyor. İşin enteresan tarafı suçsuz olan sadece Cavid Bey’de değildir. Ayıcı Arif, Canpolat ve diğerleri. Bir de olayın şu yönü vardır. İzmir suikastı muhalefeti ortadan kaldırmak için bir oyundan başka birşey değildir ama nedense konuyla ilgili eserler yazan yazarların çoğu nedense Karabekir’in hükümetin adamı olan Sarı Efe’ye ilişkin İstiklal mahkemesi’ne verdiği yazılı savunmadan sözetmezler ve nedense İzmir Suikastı’nın İttihat Terakki, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve 2.grup muhalif mebusları tasfiye etmek için bir bahane olduğuna da değinmezler.İzmir Suikastı olayına Erik Jan Zürcher ve Lord Kinross gibi yabancı yazarların Türk yazaralara bakarak (U.Mumcu’da dahil) daha tarafsız bakmaları şahsen beni rahatsız ediyor ve tarafsız gazetecilik ve insanlık adına utanıyorum:((((
Cavit Bey, Osmanlı’nın son maliye bakanı ve İttihat ve Terakki’partisinin önde gelen liderlerindendi. Cumhuriyet’ten sonra Mustafa Kemal’e biat etmeyen tüm İttihat ve Terakki’liler gibi o da “İzmir Suikasti” bahanesi ile tutuklandı, mahkum edildi ve idam edildi, diğer binlercesi gibi. İşte bu kitap Cavit Bey’in tutukluluğundan idamına kadar geçen 67 günlük sürede hergün eşi Aliye Hanım’a yazdığı mektuplardan oluşan, ve böylece onun ruh ve kişiliğini yansıtan bir kitap. Kitabın sonunda savcının kendisi hakkındaki iddianamesi, sorgulanması ve savunması da konmuş. Eşssiz bir belgesel olmuş. Nerelerden geldik diye merak eden herkes mutlaka okumalı.