İmpartorluğun Hanımefendisi / İmparatorluk Üçlemesi 3. Kitap
Tanıtım Bülteni
Casuslar ve rakip klanlarla kuşatılmış, arkasında acımasız bir suikastçılar örgütünün katilleriyle Acomalı Leydi Mara şimdiye kadar ki en ölümcül sorunla karşı karşıya. Korkunç Kara Cüppeliler Mara’yı tarihi güçlerine karşı en temel tehdit olarak görüyorlar. Büyücülere karşı davasında ona katılacak müttefikler arayışında Mara medeniyetinin sınırlarını geçip böceksi cho-jaların kovanlarına dalmak zorunda. Canından kanından saydığı sevdikleri birer birer sayısız düşmanların eline düşerken Leydi intikam ateşiyle yanıyor. Yaşamı, evi ve İmparatorluk için bütün zekası ve kuvvetini toplayarak tüm zamanların en büyük savaşına hazırlanıyor.
Kitabın ana karakterinin en basit tabiriyle Buz ve Ateşin Şarkısı serisinin Khaalesi’sine benzetebilirim. Yalnız bence bu karakter çok daha iyi işlenmiş.
öncelikle yayınevi kitabı fantastik kurgu dizisi altında yayınlamış ancak üçlemenin geneline baktığımızda fantastik unsurlardan çok tarihi unsurlar var. bir kaç tane büyücülük numarası ve bir kaç fantastik canlı dışında roman daha çok tarihsel bazı unsurlar ve kültürel öğelerle donatılmış. romandaki olaylara yakından bakıldığında bir imparatorluk ve onun konseyinde üstünlük kazanmaya çalışan feodal beyler arasındaki mücadeleler anlatılıyor. romandaki unsurlarda feodal sadakat ve onur gibi unsurlara sık sık değinilmesi ve feodal beyler arasındaki mücadelelere ağırlık verilmesi yazarların japon kültür ve tarihinden etkilendiklerini gösteriyor. yazarlar zekice bir stratejiyle romanın merkezine savunmasız gözüken bir genç kızı yerleştirerek, okurun kendini mazlumla özdeşleştirmesini sağlamakkla kalmıyorlar ayrıca okuyucuyu romanın içine çekmek konusunda başarılı bir yöntem izliyorlar.üçlemenin uzunluğu okuyucuları korkutmasın yazarların canlı ve kıvrak anlatımları sayesinde roman su gibi akıp gittiğinden kolayca okunabiliyor. üçlemenin merkezinde rahibe olmak üzereyken babası ve ağbisinin öldürülmesiyle kendini kanlı konsey entrikalarının ortasında bulan 17’lik Mara’nın zaman içinde zeka ve kararlılığıyla önce düşmanlarını alt etmesi ve ardından imparatorluğun yönetimine hakim olması anlatılıyor. kısacası entrika ve macera severlerin kaçırmaması gereken bir seri.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Kitabın ana karakterinin en basit tabiriyle Buz ve Ateşin Şarkısı serisinin Khaalesi’sine benzetebilirim. Yalnız bence bu karakter çok daha iyi işlenmiş.
öncelikle yayınevi kitabı fantastik kurgu dizisi altında yayınlamış ancak üçlemenin geneline baktığımızda fantastik unsurlardan çok tarihi unsurlar var. bir kaç tane büyücülük numarası ve bir kaç fantastik canlı dışında roman daha çok tarihsel bazı unsurlar ve kültürel öğelerle donatılmış. romandaki olaylara yakından bakıldığında bir imparatorluk ve onun konseyinde üstünlük kazanmaya çalışan feodal beyler arasındaki mücadeleler anlatılıyor. romandaki unsurlarda feodal sadakat ve onur gibi unsurlara sık sık değinilmesi ve feodal beyler arasındaki mücadelelere ağırlık verilmesi yazarların japon kültür ve tarihinden etkilendiklerini gösteriyor. yazarlar zekice bir stratejiyle romanın merkezine savunmasız gözüken bir genç kızı yerleştirerek, okurun kendini mazlumla özdeşleştirmesini sağlamakkla kalmıyorlar ayrıca okuyucuyu romanın içine çekmek konusunda başarılı bir yöntem izliyorlar.üçlemenin uzunluğu okuyucuları korkutmasın yazarların canlı ve kıvrak anlatımları sayesinde roman su gibi akıp gittiğinden kolayca okunabiliyor. üçlemenin merkezinde rahibe olmak üzereyken babası ve ağbisinin öldürülmesiyle kendini kanlı konsey entrikalarının ortasında bulan 17’lik Mara’nın zaman içinde zeka ve kararlılığıyla önce düşmanlarını alt etmesi ve ardından imparatorluğun yönetimine hakim olması anlatılıyor. kısacası entrika ve macera severlerin kaçırmaması gereken bir seri.