1700'lü yılların başında pılını pırtısını toplayıp Isfahan'dan ayrılan Özbek, önce Erzurum'a sonra İzmir'e ve oradan Paris'e yelken açıyor, geride sarayını, cariyelerini bırakarak. İran'ın mahrem gizliliklerinden uzakta, Paris sokaklarında, göğe tırmanan binalar arasında Fransa'nın namahrem güzelliklerini keşfediyor, Persli olmanın cazibesini doyasıya kullanıyor.
18. yüzyılın ilk çeyreğinde İran’dan yola çıkan zengin gezginlerin masalsı anlatımı. Eser mektup şeklinde yazılmış. İran’dan yola çıkıp Erzurum, İzmir üzerinden Avrupa’ya Paris’e giden gezginler saraylarına ve yolda tanışıp arkadaş edindikleri kişilere mektuplar yazıyor. Bu mektuplarda Doğu insanın gözünden Batı’yı gördüğümüz gibi Batı’nın onlar üzerinden Doğu algısını yakalamak mümkün. Aynı zamanda saray erkeklerinin ayrılmasıyla bozulan İran’daki harem düzeninin, saray işlerinin, dönen entrikaların gezginler tarafından kilometrelerce öteden yönetilmeye çalışılmasının zorlu hikayesi. Eser o kadar gerçekçi bir dille yazılmış ki Montesquieu’nun Fransa’da oturduğu yerden İran’ı bu denli canlı anlatabilmesi hayret verici. Dönemi merak edenlerin ve Doğu- Batı mukayesesi okuyanların okuması gereken eserlerden. Bundan başka Voltaire ve Volney okumaları da dönemi anlamak açısından önerimdir.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Montesquieu en önemli eserlerinden mutlaka alın
dili biraz ağır ama montesquieu teşekkürler süper yazmış
Doğuya batının gözünden seyehat sırasında arkadaşlarına yazdıkları mektuplardan oluşan güzel bir eser.
18. yüzyılın ilk çeyreğinde İran’dan yola çıkan zengin gezginlerin masalsı anlatımı. Eser mektup şeklinde yazılmış. İran’dan yola çıkıp Erzurum, İzmir üzerinden Avrupa’ya Paris’e giden gezginler saraylarına ve yolda tanışıp arkadaş edindikleri kişilere mektuplar yazıyor. Bu mektuplarda Doğu insanın gözünden Batı’yı gördüğümüz gibi Batı’nın onlar üzerinden Doğu algısını yakalamak mümkün. Aynı zamanda saray erkeklerinin ayrılmasıyla bozulan İran’daki harem düzeninin, saray işlerinin, dönen entrikaların gezginler tarafından kilometrelerce öteden yönetilmeye çalışılmasının zorlu hikayesi. Eser o kadar gerçekçi bir dille yazılmış ki Montesquieu’nun Fransa’da oturduğu yerden İran’ı bu denli canlı anlatabilmesi hayret verici. Dönemi merak edenlerin ve Doğu- Batı mukayesesi okuyanların okuması gereken eserlerden. Bundan başka Voltaire ve Volney okumaları da dönemi anlamak açısından önerimdir.