İslamiyet nasıl bir toplum yapısı ve hangi değerler sistemi içinde doğdu?İslam’ı Yunan felsefesiyle buluşturan ve bir kültür devrimine yol açan çeviri akımı, hangi sınıf temelinde ve ne gibi dürtülerle ortaya çıktı?Kuran’ı “Allah’ın yaratılmış sözü kabul eden ve tarihselleştiren Mutezile mensupları ne istiyorlardı? Abbasi döneminde iktidar olan bu aydınlanmacı akım, Halife Mütevekkil döneminde nasıl karanlığa boğuldu?Bu şekilde “içtihat kapısı”nın kapanması, nasıl 18. yüzyıldan itibaren İslam dünyasını sömürgeleşme sürecine soktu?İran, Afganistan ve Mısır’da Cemaleddin Afgani, Hindistan’da Seyit Ahmet Han sömürgecilikle hangi tezlerle savaştı ya da uzlaştı?Göreli olarak bağımsızlığını koruyan Osmanlı Devleti’nde, yönetici zümre nasıl sekülerleşme yoluna girdi? Aynı şekilde Yeni Osmanlıların en parlak temsilcisi Namık Kemal, din-devlet ilişkileri ve “uluslaşma” sorunlarında ne gibi ilerici tezler savundu?Meşrutiyet’te Mehmed Akif, Cumhuriyet döneminde de Necip Fazıl neden Namık Kemal’in de gerisinde kaldı ve laik Cumhuriyet’e cephe aldılar? Ve bugün de AKP iktidarı, Abdülhamid ve Necip Fazıl referansları ile ülkeyi hangi yöne sürüklüyor?İşte tarihin bu yol ayrımında, bu sorular üzerinde çağdaş ve bilimsel bir yaklaşımla düşünmek ve tartışmak isteyenler için öğretici ve ufuk açıcı bir çalışma. Taner Timur’dan düne, bugüne, İslam-laiklik tartışmalarının özüne dokunan yepyeni bir toplumbilim ve tarih metni, yine bir temel yapıt!
Nietzsche 1930″larda şu ünlü aforizmayı kaleme almış. “Delilik insanlar arasında nadir bir olaydır; buna karşılık bir grup, bir parti, bir halk ve bir dönem için bir kuraldır.” Sayfa 246
Dipnotlarla dolu ve yazarın kendi görüşlerini de satır aralarına serptiği dopdolu bir çalışma. Bir roman gibi akıcı ve merak uyandırıcı. Daha çok Fransız kaynaklarından alınan bilgilerle donatılan bu kitabın aydınlatıcı ve zihin açıcı nitelikleriyle övgüyü hak ediyor.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Nietzsche 1930″larda şu ünlü aforizmayı kaleme almış. “Delilik insanlar arasında nadir bir olaydır; buna karşılık bir grup, bir parti, bir halk ve bir dönem için bir kuraldır.” Sayfa 246
Taner Timur bir sosyalist. Son derece doğru tespitleri var. Okunmalıdır.
Mevzuyu, bir de Marksist bir tarihciden okumak farklı olacaktır.
Dipnotlarla dolu ve yazarın kendi görüşlerini de satır aralarına serptiği dopdolu bir çalışma. Bir roman gibi akıcı ve merak uyandırıcı. Daha çok Fransız kaynaklarından alınan bilgilerle donatılan bu kitabın aydınlatıcı ve zihin açıcı nitelikleriyle övgüyü hak ediyor.