Bu kitabın sunulmasını asıl amacı söylemin planla, biçimin içerikle, ıstılahın mefhumla içice olduğunu, yarının bugünden başladığını, geleceğin şimdi üzerine kurulduğunu ısrarla vurgulamaktadır. Bu bağlamda, şunu söylemek gerekir ki, İslamcıların sorumluluğu ağırdır. Çünkü onların söylemi, insanlara bütün iyilikleri müjdeleyen niteliktedir. Bu yüzden toplumsal ve tarihi hesaplaşma son tahlilde çok ince ve çok sert olacaktır. Zira İslamcıların şimdiye dek ortaya koydukları p lan kaba saba bir yığın ya da donuk bir kalıptan ibaret değildir; aksine etkin, devingen ve sonuç verebilecek dinamik bir yapıya sahiptir. Çünkü makul olmayan bir plan ister istemez kendisini ifade eden söylemi dar bir çerçeve içerisine sıkıştırarak donuklaştırır; kendisini sağlam sandığı bir sürü engelin içerisine hapseder. Oysa o gerçekte bozuk, son derece sığ, çabukça denilebilen bir zemine sahiptir.
söyleşi olması hasebiyle konu bütünlüğünde kopmaların meydana gelmesi normal bence.kadının örtünmesi ile ilgili tesbitleri ni muhakkak her müslüman okumalı ayrıca islam dünyasının tek elden yönetimi ile ilgili görüşleride iyice irdelenmeli
“Nitelik” hakkında olumsuz birşey söylememekle beraber, açıkçası Hüseyin Fadlullah’ın görüşleri için çerçevede çizebileceğiniz “özellikte” bir eser değil. Söyleşilerden oluştuğu için bazı yerlerde kopukluklar var. Soruları soran kişi de yer yer söyleşinin akışına uygun olmayacak şekilde aniden, bağlamın dışında sorular sorarak konuyu dağıtmış. Satır aralarında çok isabetli tespitler olmakla birlikte, kitabın oluşturuluş biçimi sebebiyle anlatılanları kafanızda derleyip toplamanız biraz güçleşiyor.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Söz ile işin, söylem ile eylemin bir arada olması gerektiğini açıkça vurgulayan, anlatan ve kavratmaya çalışan bir kitap. Gayet güzel…
söyleşi olması hasebiyle konu bütünlüğünde kopmaların meydana gelmesi normal bence.kadının örtünmesi ile ilgili tesbitleri ni muhakkak her müslüman okumalı ayrıca islam dünyasının tek elden yönetimi ile ilgili görüşleride iyice irdelenmeli
“Nitelik” hakkında olumsuz birşey söylememekle beraber, açıkçası Hüseyin Fadlullah’ın görüşleri için çerçevede çizebileceğiniz “özellikte” bir eser değil. Söyleşilerden oluştuğu için bazı yerlerde kopukluklar var. Soruları soran kişi de yer yer söyleşinin akışına uygun olmayacak şekilde aniden, bağlamın dışında sorular sorarak konuyu dağıtmış. Satır aralarında çok isabetli tespitler olmakla birlikte, kitabın oluşturuluş biçimi sebebiyle anlatılanları kafanızda derleyip toplamanız biraz güçleşiyor.