Dört kadın ve bir adam. Kadınlardan en alımlısı ona ihanet etti; en zengini ondan çetrefil bir bilmece çözmesini istedi; en kurnazı labirentten çıkışı gösterdi; en seveceni ise hayatını hiç olmadığı kadar güzelleştirdi… On günde olup biten bir muamma… Kayıp bir meleğin peşine düşen herkesçe “iyi bir adam” olarak bilinen eski avukat Sadık’ın hafiyelik ve hayatındaki kadınlarla yüzleşme hikâyesi… İyi Adamın On Günü, Mehmet Eroğlu’nun dünyasında ayrıksı duracak yeni ve kıymetli bir parça. Katman katman açılan; yalanlarla, hazlarla ve esrarengiz cinayetlerle örülü şaşırtıcı bir polisiye. “Adalet, adalet dedin mi, Alyoşa ya da Mişkin kalmak mümkün değil.” “…Galiba cesaret sandığımız şey, korkunun yokluğundan ya da korkuya alışmaktan ibaret...” Cesaretimin sırrını vermek için daha da eğildim. İçimden gülmek geliyordu: “Hem risk almadan, yaşamını ortaya sürmeden adalet elde edilmiyor.”
Metin Eroğlu dan okuduğum ilk kitaptı. Polisiye tarzı beklemesem de sevdim kitabı. Başkarakter Sadık ile benzerlikler buldum kendimde. Ağır okumalar arsında bana iyi geldi.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Çok hoşuma gitti. Kötü adamın on gününü de hemen alıcam
Harika bir polisiye , son dönemde okuduğum en iyi polisiyesi diyebilirim.
Harika. Ne yazsa okurum. Sürükleyici bir roman
Metin Eroğlu dan okuduğum ilk kitaptı. Polisiye tarzı beklemesem de sevdim kitabı. Başkarakter Sadık ile benzerlikler buldum kendimde. Ağır okumalar arsında bana iyi geldi.
yazardan okuduğum ilk kitap oldu, mükemmel değil ama asla kötü de değil, okunabilir