Cadı Avı Çağı, 1350 ile 1780 yılları arasındaki dönemi kapsamaktadır. Bu dönemde etkin olan cinnet hali, zamanla değişime uğramıştır. Çok sayıda kadın, cadı olduğu şüphesi ile yakalanmış ve onlara çeşitli işkenceler uygulanmıştır.Hatta bu şüpheliler yakalandıklarında uygulanan kısık ateş, erimiş kurşun, kaynar yağ, zift, balmumu ve sülfür karışımı işkencesi bile Hristiyanlara göre onların işlediği suçu tam olarak karşılayamıyordu. Hatta Barbara adlı bir kadının yargılandığı mahkemedeki sorgusunda yaklaşık 14-15 yıldır üye olduğu cadılar tarikatında şeytanla işbirliği yaptığını ve annesinden miras kalan süpürgesi üzerinde uçarak sabbat ayinlerine katıldığını itiraf etmesi üzerine genç yaşta yakılarak öldürülmüş olması cadılara duyulan nefretin büyüklüğünü göstermektedir. Ayrıca Toulouse kentinde olduğu gibi sadece bir günde 400 kadının yakılarak öldürüldüğü dönemler dahi olmuştur. Papa II. Pius’un, “Kadın gördüğünde dur ve düşün; O, bir şeytan olabilir” demesi de o dönemde kadına olan bakış açısına bir örnektir. Peki neden kadın? Acaba var oluşları da bir hata mıydı bilinmez; ama bu dönemlerde çok acı çektikleri kesin. Evet yakıldılar… Sebebi her şey olabilir. Peki küllerinden doğdular mı sizce? İşte Orta Çağ-Kadın ve Ateş üçgeni…
Ortaçağ döneminin karanlık taraflarından cadı kavramı ve cadı avı üzerine yapılmış bir çalışma. Genel olarak konuyu kavrama açısından başlangıç kitabı olabilir.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Ortaçağ döneminin karanlık taraflarından cadı kavramı ve cadı avı üzerine yapılmış bir çalışma. Genel olarak konuyu kavrama açısından başlangıç kitabı olabilir.
Ortaçağ cadılık algısı ve kadınların cadılıkla ilişkisi üzerine yapılmış bir çalışma.
Ortaçağ’da cadılık algısını anlayabilmek için önemli bir eser.
Bir öneri üzerine alıp okumuştum. Makale tarzında yazılmış ama dili anlaşır ve akıcı. zaten her sayfada merakınız artığı için hemen bitiyor kitap.
Türk yazarların da Avrupa tarihi üzerine çalışmaları çok olumlu. Bu kitap da başarılı bir çalışma olmuş.