Genç bir kız olan Denise, önce annesini ardından da babasını kaybedince, iki kardeşiyle birlikte, Paris’te küçük bir kumaş mağazası işletmekte olan amcasının yanına gider. Baudu Amca’nın işleri de yolunda gitmemektedir. Paris büyük bir değişim yaşamakta, kentin göbeğine kurulan devasa mağazalar cılız rakiplerini acımasızca yutmakta, pek çok insan işsizliğe, açlığa ve sefalete sürüklenmektedir. Bu öyle bir zamandır ki, reklamın ve modanın gücüyle kadınlar için yaratılan sahte cennetlerle, tüketim çılgınca körüklenmektedir. Denise, bu mağazaların en ünlüsü olan Kadınların Cenneti’nde iş bularak, yaşama bir ucundan tutunmaya çalışır. Son derece ağır olan iş koşullarına bir de çalışanların kendi aralarındaki amansız rekabet eklenmiştir. Mağazanın genç, yetenekli sahibi Mouret, büyük reklam kampanyalarıyla işlerini sürekli büyütmektedir. Denise, zeki ve yetenekli genç patronun dikkatinden kaçamaz. İlerleyen zaman içinde, hüzünlü ve büyük bir aşk başlar.Kadınların Cenneti adlı romanında Emile Zola, hem bu aşkın, hem de tekelleşmenin, tüketim çılgınlığının sıradan insanların yaşamını nasıl etkilediğinin öyküsünü anlatır.
1902 yılında ölen Emile ZOLA, Kadınların Cennetinde Paris’in orta yerinde kurulan büyük mağazaların temellerinin atılmaya başlandığı dönemde, küçük mağazaların nasıl yok olduğunu, mağaza sahibi Mouret’in reklam kampanyalarıyla, bazen fiyat ucuzlatmakla, bazen de yeni bir moda oluşturmakla insanların nasıl tüketime mecbur edildiklerini, bu mağaza çalışanların kimilerinin işlerini koruyabilmek adına kimilerinin de yükselmek adına gayri ahlaki bir rekabet içine girdiklerini anlatıyor. Yüz yıl öncesinde yazılmış ancak günümüz tüketim toplumunu anlamak açısından güzel bir kitap.
19. Yüzyıl Paris’inde mağazalar üzerinden gündelik hayatı bir genç kızın yaşam mücadelesini anlatan çok güzel bir kitap. Keşke daha önce okusaydım diyorsunuz okuduğunuzda. Günümüz yaşamıyla da örtüşüyor.
Paris Yıldızı, Paris Mutluluğu, Kadınların Mutluluğu, Kadınların Cenneti, Aşkların En Güzeli…Bunlar, orjinal adı Au Bonheur des Dames olan bu kitabın şimdiye dek duyduğum adları.Eline alan istediği gibi çevirmiş.Bende Aşkların En Güzeli şeklinde çevrilmiş 1979 basımı var, ve muhteşem bir kitap.Sanayi devrimi sonrası küçük dükkanların can çekişmesini, bir genç kızın onurlu yaşam mücadelesini keyifle okuyacak ve tasvir edilen kumaşları rüyalarınızda göreceksiniz… Keşke kitabın Türkçe adı konusunda da ortak bir kanıya varılabilmiş olsaydı…
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
uzun zamandır, aramadık yer bırakmadığım çok tavsiye edilen bir kitap. kapitalizmi bir de kadınların çerçevesinden görün.
1902 yılında ölen Emile ZOLA, Kadınların Cennetinde Paris’in orta yerinde kurulan büyük mağazaların temellerinin atılmaya başlandığı dönemde, küçük mağazaların nasıl yok olduğunu, mağaza sahibi Mouret’in reklam kampanyalarıyla, bazen fiyat ucuzlatmakla, bazen de yeni bir moda oluşturmakla insanların nasıl tüketime mecbur edildiklerini, bu mağaza çalışanların kimilerinin işlerini koruyabilmek adına kimilerinin de yükselmek adına gayri ahlaki bir rekabet içine girdiklerini anlatıyor. Yüz yıl öncesinde yazılmış ancak günümüz tüketim toplumunu anlamak açısından güzel bir kitap.
19. Yüzyıl Paris’inde mağazalar üzerinden gündelik hayatı bir genç kızın yaşam mücadelesini anlatan çok güzel bir kitap. Keşke daha önce okusaydım diyorsunuz okuduğunuzda. Günümüz yaşamıyla da örtüşüyor.
Paris Yıldızı, Paris Mutluluğu, Kadınların Mutluluğu, Kadınların Cenneti, Aşkların En Güzeli…Bunlar, orjinal adı Au Bonheur des Dames olan bu kitabın şimdiye dek duyduğum adları.Eline alan istediği gibi çevirmiş.Bende Aşkların En Güzeli şeklinde çevrilmiş 1979 basımı var, ve muhteşem bir kitap.Sanayi devrimi sonrası küçük dükkanların can çekişmesini, bir genç kızın onurlu yaşam mücadelesini keyifle okuyacak ve tasvir edilen kumaşları rüyalarınızda göreceksiniz… Keşke kitabın Türkçe adı konusunda da ortak bir kanıya varılabilmiş olsaydı…
Kesinlikle okunması gereken bir kitap. Denise’nin Mouret ile yaşadaığı ilişkiyi anlatan bir kitap. Ruhsal çözümlemeler gerçekten güzel