“Bu kitap, yanlış yönde yürüyen insanlarla ilgilidir. Bu insanlar yanlış yönde yürümektedirler; çünkü para ve kâr üzerine kurulu bir topluma kapılıp gitmek istemezler; çünkü kapitalizmin dünyayı perişan etmekte olduğunu öyle ya da böyle görürler. Bu yüzden de, milyonlarca farklı tarzda, şunu söylerler: ‘Hayır, kapitalizmi izlemeyi reddediyoruz, farklı bir yoldan gideceğiz, yaşamlarımızı farklı bir tarzla biçimlendireceğiz, daha farklı toplumsal ilişkiler kuracağız, henüz var olmayan dünyayı burada ve şimdi yaratacağız.’ Aptallar, uyumsuzlar, çılgınlar, yani bizim gibi insanlar. Peki, bu insanlar (bizler) acınası ya da gülünesi haldeler mi (halde miyiz); yel değirmenleriyle dövüşen Don Kişotlar mıyız, kafamızı beton bir duvara vura vura ölüp gitmeye mahkûm muyuz? Yoksa yeni bir şafak sökümünün habercileri miyiz, kapitalist tahakkümün yüzeyinde çatlaklar mı yaratıyoruz, içinden yeni bir dünyanın filizleneceği boşluklar mı açıyoruz? İşte bunlar, elinizdeki kitabın sorularıdır.”J.H.
John Holloway’i kitap fuarında gördüm, dinledim. Kendisi Güney Amerika’nın tüm sorunlarını anlamış ve marksist bir eleştiri noktası getirerek her kitabında bunu bizlere yansıtmış bulunuyor. Ancak her durum kendi şartına bağlı olarak gelişir; devrim, coğrafyadan coğrafyaya, ülkeden ülkeye değişir. Ol sebepten, kendisinin “çıkış” olarak gösterdiği yanların Türkiye’de geleceği görünmüyor. Gerçekçi olmak eğer yola taş koymaksa, doğrudur, öyle yapıyorumdur. Ancak kapitalizmin azgın sömürü çarklarına takılan, hatta en ufak bir yerine bile dokunan, değen, onunla kanıksanmış bir hale bürünüyor. Yanlış hayatın doğru yaşanmaması sorunsalı en büyük problem. Güvenli bölgeler yaratıp yaşamak da doğru değil. Belki de okur-yazar oranı ile ilgili bir mesele bu. “Türkiye’de cahil çok” demek doğru değildir, bu kadar insanı cahilliğe terk eden zihniyet niye sürekli kazanır, bunu anlamak gerekir. Potansiyeli ortaya koymaya başladın mı, hayatın dinamiğine karışır ve sürekli olursun. Mesele bu noktada: potansiyeli açığa çıkarmakta. Yine de Holloway’in dediği gibi durmayacağız, duvarları parçalamaya çalışacağız; başka bir yolu yok çıkmanın.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
John Holloway’i kitap fuarında gördüm, dinledim. Kendisi Güney Amerika’nın tüm sorunlarını anlamış ve marksist bir eleştiri noktası getirerek her kitabında bunu bizlere yansıtmış bulunuyor. Ancak her durum kendi şartına bağlı olarak gelişir; devrim, coğrafyadan coğrafyaya, ülkeden ülkeye değişir. Ol sebepten, kendisinin “çıkış” olarak gösterdiği yanların Türkiye’de geleceği görünmüyor. Gerçekçi olmak eğer yola taş koymaksa, doğrudur, öyle yapıyorumdur. Ancak kapitalizmin azgın sömürü çarklarına takılan, hatta en ufak bir yerine bile dokunan, değen, onunla kanıksanmış bir hale bürünüyor. Yanlış hayatın doğru yaşanmaması sorunsalı en büyük problem. Güvenli bölgeler yaratıp yaşamak da doğru değil. Belki de okur-yazar oranı ile ilgili bir mesele bu. “Türkiye’de cahil çok” demek doğru değildir, bu kadar insanı cahilliğe terk eden zihniyet niye sürekli kazanır, bunu anlamak gerekir. Potansiyeli ortaya koymaya başladın mı, hayatın dinamiğine karışır ve sürekli olursun. Mesele bu noktada: potansiyeli açığa çıkarmakta. Yine de Holloway’in dediği gibi durmayacağız, duvarları parçalamaya çalışacağız; başka bir yolu yok çıkmanın.