Karabibik (1890), konusunu Anadolu’dan, İstanbul dışından alan ilk eser olarak dikkati çeker. Önsözünde gerçekçi hikâyenin ana koşullarını açıklayan yazar, Antalya dolaylarındaki bir köy yaşantısından aldığı konuyu bilerek seçtiğini, bu yolla yurt hayatıyla köy dilini tanıtmak istediğini belirtir. Hikâye bir sorunu ya da düğümü çözmez; parça parça görüntülerle köylünün yaşayışından örnek manzaralar sergiler, ağız taklitleriyle köy konuşmasının özelliğini göstermeye çalışır.1894’te yazarın ölümünden sonra Servet-i Fünûn’da tefrika edilen, 1896’da basılan Zehra ise, roman geleneğimizin ilk gerçekçi örneğidir. Yazarının natüralist akıma özenişinin bir ürünüdür. Nâbizâde, aynı kişinin değişen hayat koşulları içindeki ruhsal gelişimini izlemek ister.
klasiklerin içinde okunması gereken bir roman diyebilirim. romandaki kahramanların hepsi suçlu ve yaptıklarının cezasını romanın sonunda hepsi çekiyor. dili biraz ağır gibi. ama kitabın kurgusu güzel
İlk köy romanımız olduğu için çok önemli.Sade bir dili var ve köy gerçeği güzel anlatılmış.Tarla, geçim sıkıntısı, başlık parası gibi kavramlar üzerinde durulmuş. Mutlaka okuyun.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
klasiklerin içinde okunması gereken bir roman diyebilirim. romandaki kahramanların hepsi suçlu ve yaptıklarının cezasını romanın sonunda hepsi çekiyor. dili biraz ağır gibi. ama kitabın kurgusu güzel
konusu yok. hikayeye başlayacağı sırada bitiyor.
İlk köy romanımız olduğu için çok önemli.Sade bir dili var ve köy gerçeği güzel anlatılmış.Tarla, geçim sıkıntısı, başlık parası gibi kavramlar üzerinde durulmuş. Mutlaka okuyun.